Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fikret Bila


İKTİDAR değişikliği sürecinde tartışmaların eksenini oluşturan Batı Çalışma Grubu dağıtılacak mı?
Batı Çalışma Grubu'nun amacı, Refahyol hükümetinin gitmesiyle sınırlı mıydı?
Son günlerde Başkent'te dile getirilen bu sorulara, komutanlardan gelen yanıt, "kesinlikle hayır" biçiminde oldu.
Orakoğlu'nun "darbe raporu"na kaynak oluşturan Batı Çalışma Grubu'nun işlevi konusunda askerlerin yaklaşımı şöyle:
"Batı Çalışma Grubu, irtica tehdidine karşı oluşturulmuştur. Genelkurmay yaptığı tehdit değerlendirmesinde irticayı, PKK tehdidiyle aynı öncelikte birinci sırada değerlendirmiştir. Bu değerlendirmenin gereği olarak Batı Çalışma Grubu kurulmuştur. Bu grubun faaliyetleri hükümet değişikliği amacına yönelik değil, irtica tehdidinin ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu tehdit ortadan kalkmamıştır. Nasıl bölücülük tehdidi hükümet değişiklikleriyle ortadan kalkmadıysa, irtica tehdidi de kalkmamıştır."
Komutanlar, "hükümet değişti, BÇG da dağılmalı" yönündeki değerlendirmeleri kesin bir dille reddediyorlar:
"İrticai faaliyetler aynı şekilde devam ediyor. Bu nedenle Batı Çalışma Grubu da çalışmalarına devam edecektir."
Askerin, "ne zamana kadar" sorusuna verdiği yanıt ise şöyle:
"İrtica tehdidi kontrol edilebilir sınırlara gerileyinceye kadar. Bunun tespiti de komutanlar tarafından yapılacaktır."
Askerlere göre Ordu ile Emniyet Genel Müdürlüğü'nü karşı karşıya getiren Batı Çalışma Grubu'nun varlığı ve faaliyetleri değil, Emniyet'te "özel bir ekip"in, bu çalışmaları "maksadı aşan" biçimde yorumlayıp, raporlaştırmaları...
Bu rapor, var, ama yok...
Emniyet mensubu bir üst düzey istihbaratçı, "var, ama yok" u şöyle izah ediyor:
"Üç tür istihbarat raporu vardır. Birincisi rutin istihbaratların toplandığı ve bülten biçiminde duyurulduğu raporlardır. İkincisi, yetkilinin imzasını taşıyan ve sınırlı devlet görevlilerine gönderilen rapordur. Bir de üçüncü tür istihbarat raporu vardır ki, bu raporlar kayda geçmez. Antetli kağıtlara yazılmaz ve altında imza olmaz. Bu tür raporlara, `okunduktan sonra imhası takdirlerinize arz olunur' kaydı düşürülür. Sunulan makam, takdirine göre, bu raporu imha eder veya etmez. İşte, `var, ama yok' türünden raporlar, böyle hazırlanır."
Anlaşılan Orakoğlu'nun "darbe" raporu da bu türden...
Batı Çalışma Grubu ve Orakoğlu'nun raporu, Ordu ile Emniyet'in bundan sonraki çalışmalarını etkiler mi?
Her iki kurumun üst düzey yöneticileri de bu soruya, "hayır" yanıtını veriyorlar:
"Ordu ve Emniyet hep aynı hedefe, aynı düşmana karşı birlikte çalışmışlardır. Terör örgütlerine karşı nasıl birlikte mücadele verilmişse, irticaya karşı da birlikte mücadele verilecektir. Münferit hadiseler, bu anlaşıyı bozamaz."
Her iki kurumun kurmaylarındaki yaklaşım, asker ile polis arasındaki buzların erimekte olduğunu gösteriyor.

Yazara EmailF.Bila@milliyet.com.tr