Hükümetin, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) tarafından Türkiye'de yolsuzluğa ilişkin olarak hazırlanan iki rapordan birinin yayımlanmasına izin verdiğini dün manşetten duyurmuştuk.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ve CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, birer soru önergesiyle konuyu TBMM gündemine getirdiler. Öymen ve Mengü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle hazırladıkları soru önergelerini TBMM Başkanlığı'na sundular.
İncelemeyi yapan heyet
Türkiye'de yolsuzluk incelemesi yapan ve iki rapor hazırlayan GRECO heyetinde çeşitli ülkelerden uzmanlar bulunuyor. Heyet şu isimlerden oluşuyor:
İngiltere'den Kamu Hayat Standartları Komitesi Sekreter Yardımcısı Dr. Richard Jarvis, Sırbistan ve Karadağ'dan Yolsuzlukla Mücadele İnisiyatifi Ajansı Hukuk Danışmanı Ana Nikolic, Bulgaristan Adalet Bakanlığı Uluslararası İşbirliği Departmanı Başkanı Georgi Rupchev ve Belçika'dan Savcı Isabelle van Heers.
Heyet, 2005 yılında Türkiye'de incelemelerini yürütürken de şu kurumlarla görüştü:
Başbakanlık, Adalet Bakanlığı, Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı (MASAK), Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Meclis Dokunulmazlıklar Komisyonu, Kamu İhale Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Sayıştay, Ankara Barosu, TESEV, İstanbul Ticaret Odası ve Uluslararası Şeffaflık Örgütü Türkiye Şubesi.
Dokunulmazlık rahatsızlığı
Türkiye'nin yayımlanmasına izin vermediği ikinci raporun içeriği bilinmiyor. Ancak, yayımlanmasına izin verilen değerlendirme raporunda, en önemli rahatsızlık konularının başında dokunulmazlıkların geldiği vurgulanıyor.
Raporda, bu husus şöyle dile getiriliyor:
"GRECO Değerlendirme Ekibi, Türkiye'de farklı şekillerde dokunulmazlıktan yararlananların çokluğundan rahatsızlık duymaktadır. Dokunulmazlık konusunun sivil toplum tarafından büyük ölçüde tartışıldığı ve tepki çektiği not edilmektedir.
Yolsuzluk bağlamında sorunlu alanlardan biri olarak yasama dokunulmazlığının kapsamı gösterilebilir. Anayasa'da düzenlendiği şekliyle dar anlamda dokunulmazlıktan yararlanan üst düzey görevliler Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ilke olarak aynı zamanda milletvekili olan bakanlarla sınırlıdır."
Siyasi konumu
Raporda, TBMM'de dokunulmazlığın kaldırılması prosedürüne de yer veriliyor, ancak bu işlemin siyasi nitelik taşıması eleştiriliyor. Raporda, bu saptamaya şöyle yer veriliyor:
"(TBMM'de) dokunulmazlığın kaldırılması için objektif ölçüler konulmamıştır. Bu bakımdan yapılan değerlendirmeler siyasi nitelik arz etmektedir. GRECO Değerlendirme Ekibi bu sürecin bir aydan fazla uzadığı konusunda da bilgilendirilmiştir."
Dokunulmazlık aşılmaz engel
Raporda, bazı milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyalardan hiçbiri için kaldırma kararı alınmadığı da vurgulanıyor ve şöyle ifade ediliyor:
"2002 yılından bu yana (Haziran 2005) 50'si görevin kötüye kullanılmasına ilişkin olmak üzere 115 milletvekili hakkında 206 dokunulmazlığın kaldırılması talebinde bulunulmuş, taleplerin hiçbirinde dokunulmazlığın kaldırılmasına karar verilmemiştir.
Mevcut yasama dokunulmazlığı sistemi ve uygulamaları yolsuzluk ile mücadelede, soruşturma, kovuşturma, hüküm verme noktasında aşılmaz bir engel oluşturmaktadır.
Bu yüzden GRECO Değerlendirme Ekibi, milletvekillerinin dokunulmazlığı sisteminin, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin kararlarda spesifik ve objektif ölçütler kullanılacak şekilde yeniden değerlendirilmesini ve kararların siyasi etkilerden uzak ve savcı tarafından iletilen talepteki esaslara dayalı olarak verilmesini tavsiye eder."
Avrupa Konseyi GRECO Değerlendirme Ekibi'nin bu raporu, yapılan incelemede, Türkiye'de dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili oylamaların siyasi nitelik taşıdığını saptamış görünüyor.
Gerçekten de TBMM'de yapılan komisyon ve genel kurul oylamaları hukuki olmaktan çok siyasi nitelik taşıyor ve yolsuzlukla mücadelede önemli bir engel oluşturuyor. Hesap sorma, hukuki değil siyasi amaçlarla yapılıyor.