Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Başbakan Bülent Ecevit’le, dün, Başkent Üniversitesi Hastanesi’nden telefonla konuşma olanağı bulduk.
Önce sağlığını sorduk:
Bugün nasılsınız?
- Çok daha iyiyim. Kendimi iyi hissediyorum. Bir iki gündür yoğun bir fizyoterapi yapıyorlar. Çok faydası oluyor. Hastanede sabah yürüyüşlerini de sürdürüyorum.

MGK’YA KATILABİLİRİM
28 Mayıs hem sizin doğum gününüz, hem de hükümetinizin kuruluş yıldönümü? Bir etkinlik düşünüyor musunuz? Bu konuda doktorlarla bir görüşmeniz oldu mu?
- Hayır. Doktorlarla konuşmadım. Ama sanıyorum bu büyük ölçüde benim kararıma bağlı. Hükümetin kuruluş yıldönümü nedeniyle belki bir değerlendirme yaparım. Bir engel çıkmazsa böyle bir etkinlikte bulunmak isterim.
Bugünlerde en çok merak edilen konulardan biri de Başbakan Ecevit’in 30 Mayıs’ta yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısına katılıp katılmayacağı.

BAZI ZORLUKLAR VAR
Başbakan Ecevit’e bu soruya da yöneltiyoruz:
Sanıyorum katılabilirim. Şu anda sağlığım açısından engel bir durum yok.
Avrupa Birliği yolunda, atılması beklenen, "idamın kaldırılması, anadilde televizyon yayını" gibi konularda Bahçeli ve MHP ikna edilebilecek mi? Bahçeli’nin zirvedeki ve sonrasındaki açıklamaları ne anlama geliyor?
Başbakan Ecevit’e, Bahçeli’nin ve MHP’nin direncinin aşılıp aşılamayacağı sorusunu yönelttik. Yanıtı şu oldu:
- Sayın Bahçeli de, MHP de Türkiye’nin AB’ye üye olmasını, ülkemizin çıkarları açısından gerekli görüyorlar. Aslında Sayın Bahçeli de, MHP de bu konuda kendilerini bağlamış durumdalar. Şimdi, idam cezasının kaldırılması, yayın özgürlüğü gibi konular Avrupa Birliği’nin ‘olmazsa olmaz’ koşulları. Bu biliniyor. Bunu Sayın Bahçeli ve MHP de biliyor. Bu adımları atmazsak bir ilerleme sağlamamız mümkün değil. Bu adımları atmak için koşullar da uygun. Tabii bazı zorluklarımız var. Bunu kabul ediyorum. Ama ben Sayın Bahçeli’ye inanıyorum, güveniyorum. Bu gerçekleri o da görüyor. Eninde sonunda cesur bir adım atacağını düşünüyorum, umuyorum. Bir formül geliştirecektir.

ÖCALAN OLMASAYDI...
Başbakan Ecevit, Bahçeli’nin zorluğunun Türkiye’nin Abdullah Öcalan gibi özel bir sorunu bulunmasından kaynaklandığını düşünüyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor:
- Sayın Bahçeli ve MHP’yi düşündüren sanıyorum Öcalan konusu. Elbette bu konudaki zorluğu anlıyorum. Bu hepimiz için bir zorluk. Ama olaya Türkiye’nin ulusal çıkarları açısından yaklaşmak gerekiyor. Sayın Bahçeli’nin bu açıyla değerlendirme yapacağına inanıyorum.
Başbakan Ecevit, Avrupa Birliği yolunda bu adımların atılmasını çok önemsiyor ve zorunlu görüyor. Aksi halde Türkiye’nin zaman ve fırsat yitireceğini vurguluyor.

Gündemdeki diğer konu, Başbakan Ecevit’in Cumhurbaşkanı Sezer’le yaptığı telefon görüşmesi ve bu görüşmeden sonra Cumhurbaşkanı’nın liderlerle AB konusunda zirve yapmak isteği yönündeki açıklaması...
Başbakan’a soruyoruz:
Sayın Sezer’le neler konuştunuz? Cumhurbaşkanı’nın bir AB zirvesi yapması konusunda tavsiyeniz oldu mu?
- Ben, liderlerle yaptığımız zirve hakkında bilgi sundum. Bu arada kaygılarımı ilettim. Bir tavsiyem olmadı ama Sayın Sezer, bir zirve yapmayı düşündüğünü söyledi. Ben de çok yararlı olacağını belirttim. AB konusunda liderlerle toplantı yapmak fikri Sayın Sezer’in düşüncesi. Mutlaka çok yararlı olacaktır.