Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tam Gün Yasa Tasarısı’yla ilgili yeni itiraz ve eleştirileri dün yansıtmıştım. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ bu itiraz ve eleştirilere de yanıt verdi.

Döner sermayelerin batması
Üniversitelerin dile getirdiği eleştirilerin başında, tasarının böyle yasalaşması halinde hastanelerin batacağı geliyordu. Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener’in dünkü yazımda yer alan bu görüşünü, diğer üniversite rektörleri de paylaşmışlardı.
Akdağ, özel muayene ve ameliyat ücretlerinin kesilmesiyle zaten zor durumda olan döner sermayelerin tümüyle batacağı görüşüne katılmıyor. Bu konuda yanıtı şöyle oldu:
“Döner sermayelerin bu yolla elde ettikleri gelirin toplam gelirleri içindeki payı yüzde 10 civarındadır. Bazı üniversite hastanelerinde bu daha fazla olabilir. Bu konunun bir kaynak sorunu yaratacağının farkındayız. Bu sorunu Sağlık Uygulama Talimatı’ndaki fiyatlamaları yeniden belirleyerek aşabileceğimizi düşünüyorum. Özellikle (A) dediğimiz ameliyat türleri için fiyatları yeniden belirleyeceğiz. Diğer kalemlerde de ayarlamalar yapılabilir. Bu sorun böylece aşılabilir.”

‘Bireysel emeklilik’ tavsiyesi
Doktorların yansıttığı önemli eleştirilerden biri de döner sermayeden yapılan ek ödemelerin emekliliğe yansımamasıydı. Doktorlar, döner sermaye ödemelerinin, emekli maaşına esas matraha dahil edilmemesi nedeniyle düşük emekli maaşı aldıklarını ve bunun da emeklilik kararı vermeyi zorlaştırdığını ifade etmişlerdi.
Akdağ, bu konunun da farkında olduğunu belirterek, doktorlara “bireysel emeklilik” tavsiyesinde bulundu ve şöyle konuştu:
“Evet, bu ödemeler emekliliğe yansımıyor. Aslında ben yansımasını savundum. Bunu istedim. Ancak Maliye ve Hazine yetkilileri bunun karşılanmasının mümkün olmadığını söylediler. Çalışırken, gelir düzeyleri iyiyken bireysel emekliliğe başvurabilirler. Artık Türkiye’de de bireysel emeklilik kurumsallaşıyor, yerleşiyor. Eskisi gibi değil. Biz de bireysel emeklilik için bakanlık olarak öncü girişimlerde bulunabilir, organizasyon kolaylığı yapabiliriz.”

Kurum doktorlarına istisna
Bir diğer eleştiri de kurum doktorlarından gelmişti. Kurum doktorları, döner sermaye olanaklarının bulunmadığını, maaşlarının çok düşük olduğunu, bu nedenle muayenehane açmak zorunda kaldıklarını aktarmışlardı. Tasarının muayenehaneyi kaldırmayı öngördüğünü, bu durumda kurum doktorlarının çok büyük geçim zorluğuna düşeceklerini vurgulamışlardı.
Akdağ, kurum doktorları için bir istisna uygulayacaklarını belirtti ve şu bilgiyi verdi:
“Kurum ve belediye doktorları haklıdır. Bu durumda çok mağdur oluyorlar. Biz de bunu gördük ve bir istisna uygulamaya karar verdik. Kurum ve belediye doktorlarına işyeri hekimliği olanağı tanıyacağız. Yani kurum ve belediye doktorları ikinci iş olarak işyeri hekimliği yapabilecekler. Muayenehane açmayacaklar ama başka bir işyerinin doktorluğunu da yapabilecekler.”

Radyoloji teknisyenleri
Radyoloji teknisyenlerinin çalışma saatlerinin uzatılmasına yaptıkları itiraza ise Sağlık Bakanı şu karşılığı verdi:
“Türkiye’de radyoloji teknisyenlerinin haftalık çalışma süresi 25 saattir. Bu süre Avrupa Birliği (AB) direktiflerine göre 37.5 saattir. Biz, AB direktifine göre düzenleme yapıyoruz. Burada önemli olan radyoloji teknisyenlerinin çalışma süreleri değil aldıkları radyasyon miktarıdır.
Bunun ölçülmesi önemlidir. Bugünkü teknolojiyle radyoloji teknisyenlerinin bir kısmı radyasyon riski taşımayan alanlarda çalışabiliyorlar. Gelişmiş cihazlar var. Üzerlerinde sürekli ölçüm yapan cihazlar var. Riskli bir seviyeye çıkması mümkün değil. Güvenli seviyeden fazla radyasyona maruz kalma normal mesai koşullarında zaten söz konusu değil, ancak bir arıza bir olağanüstü durumda söz konusu olabilir ki, onun da önlemleri alınıyor.”