Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, bir yandan cezaevleri, bir yandan da af yasasıyla uğraşıyor.
Türk'le dün sohbet olanağı bulduk.
Adalet Bakanı, af yasasının Çankaya'dan dönmesinin cezaevi olaylarını olumsuz yönde etkilediğini düşünüyor.
"Eğer" diyor,
"Af yasası çıksaydı, cezaevindeki bu olaylar yaşanmazdı. Af konusu çok hassastır. Sürüncemede kalınca gerginlik yaratıyor."
Adalet Bakanı, bu etkiyi bildiği için vetodan sonra şu öneriyi getirdiğini vurguluyor:
- Meclis kapalıydı. Ama ben olağanüstü toplantıya çağrılmasını ve Cumhurbaşkanı'nın veto gerekçeleri de dikkate alınarak af yasasının hemen çıkarılmasını önerdim. Ancak Meclis'in yeni tatile girdiğini, tatil süresinin kısa olduğunu, toplanmasının güç olacağını belirterek, benim çağrıma olumlu yanıt vermediler.
- Meclis açıldı. Af yasasını nasıl gündeme getireceksiniz?
- Af yasasını çıkaracağız. Vazgeçmiş değiliz.
- Tartışmalara neden olan ve Cumhurbaşkanı'nın da veto gerekçesini oluşturan 313. madde (çeteler) af kapsamında kalacak mı?
- Bence kapsam dışında kalmalı. Çünkü, Cumhurbaşkanı'nın veto gerkeçesinde var. Bana göre Cumhurbaşkanı'nın görüşleri dikkate alınarak hareket etmeli. Meclis'teki uygulama, genellikle veto edilen yasayı, ikinci veto olanağı doğmasın diye aynen geçirmek yönünde. Benim önerim ve hazırlığım vetoyu dikkate alacak tarzda. Ama Meclis ne yapar bilemem.
* * *
ADALET Bakanı, cezaevlerinde sorunu nasıl çözmeyi düşünüyor?
Bakan Türk, çözümü üç maddede özetliyor:
1- Cezaevlerinin yapılarının değiştirilmesi,
2- Adalet Bakanlığı'nın ve personelinin mali gücünün artırılması,
3- Adli kolluk gücü kurulması.
Türk, koğuş sisteminin terk edilerek, "oda" sistemine geçilmesinin cezaevleri için şart olduğunu söylüyor. Oda sisteminin ise "hücre" sisteminden farklı olduğunu vurguluyor. Koğuş sisteminde mahkumların özellikle, örgüt mensuplarının kolay organize olup, iç otorite oluşturduklarına dikkat çekiyor. Oda sisteminde ise bir, iki veya üç mahkumun kalabileceğini kaydediyor. Türk, bu amaçla ihalesi yapılan 6 cezaevinin oda sistemine göre inşa edileceğini belirtiyor.
Cezaevi personelinin "ğrenim durumlarının yükseltilmesi gerektiğini ve maaşlarının mutlaka artırılması ihtiyacı bulunduğunu kaydediyor.
Bakan Türk'e göre üçüncü temel önlem de, adli kolluk gücünün kurulması. Bu alanda cezaevinin dışının jandarma, içinin gardiyanlarca korunduğunu, bunun da çift başlı yönetime neden olduğuna dikkat çekiyor. Korumanın savcılara bağlı adli kolluk güçleriyle yapılması gerektiğini vurguluyor.
Türk, cezaevlerinde sağlıklı bir yapı ve yönetim oluşturulabilmesi için hem fiziki hem de hukuki reform gerektiği düşüncesinde...
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr