Başbakan, PKK'ya "Silahı bırak. masaya gel" çağrısı mı yapıyor sorusu gündeme gelince, Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki açıklama yaparak, Başbakan'ın sözlerine açıklık getirdi. Başbakan Erdoğan'ın bu sözlerinin adresinin DTP olduğunu belirtmiş oldu.Tartışma bir görüşme talebinden başlamıştı. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, CNN Türk'teki Ankara Kulisi programında konuşurken, Erdoğan'dan randevu istedi.Erdoğan'ın bu talebe yanıtı, "Önce PKK'nın terör örgütü olduğunu ilan et, ondan sonra görüşme talebinde bulun" biçiminde oldu.Başbakan'ın, "Silahsız bir şekilde masaya gelirsin, her şeyi konuşursun" sözlerinin de yine DTP'ye aynı anlamda bir çağrı olduğu, Akif Beki'nin açıklamasıyla anlaşıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Elde silahla dolaşmaya gerek yok. Silahsız bir şekilde masaya gelirsin, her şeyi konuşursun" sözleri heyecan yarattı. Bu tartışmada açıklığa kavuşturulması gereken yön, "masa" kavramıdır. "Masaya oturmak" ile "Başbakan'la görüşmek" arasında çok önemli nitelik farkı vardır. Masaya oturmak, Türkiye'nin DTP'yle (dolaylı olarak PKK'yla) pazarlığa oturması anlamına gelir. Kürtleri temsilen DTP'nin, Türkiye'yi temsilen Başbakan'ın "masaya oturması", Ahmet Türk'ün Başbakan'la görüşmesinden çok farklı bir olaydır.Beki, kastedilenin bu anlamda bir "masa" olmadığını açıkladı. Başbakan'ın, böyle bir masayı kastetmiş olması Türkiye'nin çok önemli kararlar vermiş olmasını gerektirir.Bu nedenle, Başbakan'ın "masaya oturma"yı kastetmesi mümkün değil. Masaya oturmak Başbakan Erdoğan, DTP'ye yaptığı çağrıda bir koşul öne sürüyor: PKK'yı terör örgütü olarak ilan et, sonra gel...DTP'nin bunu yapması mümkün mü?Siyasi olarak beslendiği kaynağa ve işlevine bakıldığında DTP'nin PKK'nın "siyasi kanadı" olduğu söylenebilir. Bu ilişki içinde DTP'nin, PKK'yı terörist örgüt ilan etmesi, reel politiği açısından mümkün değildir. Bu DTP'nin varlığıyla çelişir, kendini inkâr etmesi anlamına gelir. Bu nedenle de Başbakan'ın koşulunu yerine getirmesi çok, zor hatta olanaksızdır.Başbakan, DTP yönetimini ve başta Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir olmak üzere aynı çizgideki belediye başkanlarını eleştiriyor.Ancak gerçek şu ki, DTP yönetiminin ve belediye başkan adaylarının saptanmasında belirleyici güç, İmralı-Kandil ekseni, dolayısıyla PKK'dır. Bu eksen DTP yönetimini de belediye başkanını da değiştirebilecek kadar etkindir. Bu koşullarda, PKK'yı terörist örgüt ilan edecek yönetim veya belediye başkanı uzun süre görevde kalamaz.PKK, dolayısıyla DTP, elbette "masaya oturmak" ister. Oturduğunda isteyecekleri de bellidir: Genel aftan başlayarak, Kürt varlığının kurucu ulus olarak Anayasa'ya geçirilmesi, Kürtçenin eğitim dili olması, Kuzey Irak örneği oluşumlara yollar açacak bir dizi idari ve siyasi talep...Erdoğan da dahil olmak üzere bireysel, kültürel haklar çizgisinin ötesine geçecek böyle bir muhatabiyeti kabul edecek lider aramak gerçekçi değildir.Terörün tırmandığı, ortamın çok hassaslaştığı bir dönemde Erdoğan'ın ve diğer yetkililerin sözcük ve kavramları çok özenle seçerek kullanmaları gerekir. fbila@milliyet.com.tr DTP'nin konumu