Komutan, olay günlerinde halkla ilişkilerinin biraz gerildiğini, ama şimdi çok iyi durumda olduğunu bildiriyor. 183 kilometrelik Irak ve İran sınırından sorumlu alayın komutanı, gergin günlerin geride kaldığını belirtiyor.Şemdinli'ye girdiğimizde ise Baykal'ın etrafını saran gençler, ısrarla bir talepte bulunuyorlar:"Dershanemiz yine açılsın. Başbakan söz verdi, hâlâ açılmadı.""Ne dershanesi?" diye sorunca, "Burada Mehmetçik Dershanesi vardı, üniversite kursuna gidiyorduk. Olaylardan sonra kapandı" yanıtını alıyor.Baykal, gençlerin istediğini Genelkurmay Başkanı dahil yetkililere ileteceğini söylüyor. Dönüş yolunda Soykök'e de ilk söylediği bu oluyor. Soykök, "Birkaç günlüğüne kapandı, gerekli temasları yaptım. Bir hafta içinde açacağız, Sayın Genel Başkanım" diyor.Baykal, gençlerin talebinden çok memnun, "Bu bir göstergedir. Genelkurmay Başkanı'na da ileteyim" karşılığını veriyor. CHP lideri Deniz Baykal'ın helikopterini Şemdinli Sınır Alay Komutanlığı'nda Alay Komutanı Albay Tacettin Soykök karşılıyor. Baykal, ilk verileri Albay Soykök'ten alıyor. Baykal, Umut Kitabevi'nin bombalanması sırasında yaşamını yitiren Zahir Korkmaz'ın ailesine başsağlığı diliyor. Annesi Makbule Korkmaz, erkek kardeşleri Cengiz ve Engin Korkmaz'la, çocukları Yusuf ve Fadime Korkmaz'la konuşuyor.Engin Korkmaz, askerden yeni geldiğini belirterek, "Bana verilecek hediye bu olmamalıydı" diye yakınıyor. Olayın mutlaka aydınlatılmasını istiyorlar. Astsubayların tutuklanmasının veya cezalandırılmasının yetmeyeceğini, bu olayların arkasında hangi güçler varsa onların ortaya çıkarılması gerektiğini vurguluyorlar. Cengiz Korkmaz, Baykal'a, "Biz seninle kardeşiz. Benim anam, senin anan; senin anan, benim anam. Bu bayrak altında yaşayacağız" diyor. Baykal da, acılarını paylaştığını tekrarlayarak, bu yaklaşımın büyük bir âlicenaplık olduğunu söylüyor ve olayın aydınlatılacağı güvencesini veriyor.Engin Yılmaz, Başbakan'ın 10 gün Yeni Zelanda'ya gidebildiğini, geldiğinde 2 dakika kendilerine uğrayamadığından yakınıyor. Baykal, Şemdinli meydanında birlik çağrısı yapıyor. Kalabalık bir topluluğa konuşan CHP lideri, yapılan yanlışın tekrarlanmaması gerektiğini, infazların, bombalamaların yaşanmaması isteğini vurgulayarak alkış alıyor.Baykal, kendisine eşlik eden gazetecileri Şemdinli halkına tanıtarak, "Merak etmeyin, Türkiye'nin gözü kulağı üzerinizde" diyor. Yılmaz ailesi Baykal vatandaşlara seslenirken, "Ben ne kadar Antalyalıysam o kadar da Hakkariliyim, Şemdinliliyim, siz de o kadar Antalyalısınız" dedi. Hakkari'de gençlerden oluşan küçük bir grup Baykal'ı protesto etti. Grubun AKP'li olduğu öne sürüldü. Baykal, bombalanan Umut Kitabevi'ni de ziyaret ediyor. Kitabevinin sahibi Seferi Yılmaz'ın Şemdinli dışında olduğu için gelemediğini belirtiyorlar. Kitabevi, bombalandığı gün gibi duruyor. Rafların arasına ise "Derin devletin büyük başarısı" yazılmış. Yıkılan rafların aralarında kanlı kitaplar göze çarpıyor. Umut Kitabevi Buradan Yüksekova'ya geçen Baykal, daha büyük bir kalabalık tarafından karşılanıyor. CHP Hakkâri Milletvekili Esat Canan'ı destekleyen pankartları dikkat çekiyor.Baykal'ın, Yüksekova'nın DEHAP'lı Belediye Başkanı Salih Yıldız'ı ziyareti ise gergin geçiyor. Yıldız, CHP'den, AKP'ye göre daha boyutlu bir ilgi beklediklerini vurguluyor. CHP'den bu ilgiyi görmediklerini belirttikten sonra, Kürtlerin anadillerinde eğitim, Anayasa'nın 66. maddesinin yeniden düzenlenmesi ve genel af istediklerini vurguluyor. Birçok ailenin bir çocuğunun dağda, bir çocuğunun ise askerde olduğunu, bunların ortadan kalkması için bu taleplerin yerine getirilmesi gerektiğini kaydediyor. Anayasal vatandaşlığı kabul ettiklerini belirtiyor. Baykal ise ırk temelinde ayrımcılığı sakıncalı bulduğunu, Türkiye üzerinde oyunlar oynandığını ifade ediyor. Saygı duymakla beraber, bu görüşlere katılmadığını söylüyor. "Kimliklere saygı duyalım, ama ayrışmayalım. Bu büyük güçlerin çıkarlarına hizmet eder. Bakın Irak'ın haline" diyor.Baykal, benzeri bir durumla Hakkâri'de de karşılaşıyor. Hakkâri Belediye Başkanı'nı ziyaretinde demokrasi platformu sözcüleri de benzeri eleştirileri dile getiriyorlar. Kürt ve kimlik sorunundan söz ediyorlar. Baykal, bunlara da aynı yanıtı veriyor.Van'a dönen Baykal, gördüğü ilgiden, ileriye dönük olarak umutlandığını kaydediyor. Yüksekova'da tartışma Güneydoğu gezisi yolunda sorularımızı yanıtlayan CHP Genel Başkanı DenizBaykal, Erdoğan'ın "dinin birleştirici unsur" olduğuna ilişkin açıklamasına tepki göstererek, "Din elbette kimliğimizin bir parçası. Eğer bunu temel kimlik alırsak Türkiye'de pek çok farklı inançtan kesim var. Mısır'da Hüsnü Mübarek de Müslüman, Müslüman Kardeşler'in üyeleri de Müslüman. Nerede birleştiricilik? Cezayir'de de öyle. Türkiye'de PKK'lılar da, onların mücadele ettiği kişiler de Müslüman değil miydi? Başbakan'ın bu yaklaşımı Türkiye'yi çok tehlikeli noktaya götürür" dedi. 'Demokrasi, AKP indirilirse yerleşir' Baykal, Başbakan'ın "Türkiye'de Kürt sorunu, Avustralya gezisi sırasında ise bölücülük" dediğinin anımsatılması üzerine, "Başbakan milli mücadelenin ruhunu anlamamış. Milli mücadelede, Sivas, Erzurum kongrelerinde Mustafa Kemal, Anadolu insanını topladı, 'Hepimiz farklı kökenlerdeniz, ama bir ülke kuracağız, ortak kimliğimiz Türk olacak' dedi. Bunu kesinlikle ırksal yaklaşımla söylemedi. Başbakan'ın ayrımcı tartışmayı başlatması Türkiye'yi parçalamaya götürür" diye konuştu. Milli mücadeleyi anlamamış Baykal, "AKP'nin uygulamaları cumhuriyetin genel kazanımlarını zedeler nitelikte. Toplumda bu anlayıştan kurtulmanın zor olduğu görüşü hâkim. Değişik arayışlar dikkat çekiyor. Ne düşünüyorsunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı:"Türkiye'de darbeler dönemi kapanmalı derken işte bu tür arayışların tümünün ortadan kalkması gerektiği görüşünü savunuyorum. İçinden geçtiğimiz süreci şöyle önemsiyorum: AKP seçimle, demokratik yöntemlerle iktidardan indirildiğinde Türkiye'de demokrasi tam ve çok daha köklü yerleşmiş olacak. Bu olacak, yürekten inanıyorum." fbila@milliyet.com.tr 'Darbe dönemi kapanmalı'