Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İstanbul’da önceki gün gerçekleştirilen saldırılarla terör yine çirkin yüzünü gösterdi. Terör çoluk-çocuk, kadın demeden 17 masum insanımızın canını aldı.
CHP lideri Deniz Baykal, katliamın yaşandığı bölgeyi ziyaret ettikten sonra yaptığımız görüşmede, terör konusunda bıçağın artık kemiğe dayandığını vurgulayarak, şu çağrıda bulundu:

‘İspanya gibi olmalı’

“Öyle anlaşılıyor ki PKK Kuzey Irak’ta sıkıştıkça büyük şehirlerde bu tür eylemlerle varlığını göstermek istiyor. Bu vahşi bir saldırı. Amacı da doğrudan doğruya masum insanlarımızı öldürmek. Kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden sıradan vatandaşlarımızın canını almak. Türk milleti artık bıçağın kemiğe dayandığını göstermelidir. Yapılması gereken, milletçe terörü lanetlemek ve milletçe tepki göstermektir. Toplumsal, demokratik bir tepkiyle terör tüm kesimlerce lanetlenmelidir. Tıpkı İspanya’da olduğu gibi. İspanya halkı terör saldırılarından sonra 1 milyon kişinin katıldığı çok güçlü bir tepki verdi. Biz de öyle yapmalıyız. Milletçe böyle bir tepki göstermeliyiz.”

Terörle flört etmek

Baykal, terörün lanetlenmesi konusunda bütün siyasi partilerin ortak tavır almaları gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
“Terör hiçbir kesim tarafından himaye görmemeli. Hiçbir gerekçeyle savunulmamalıdır. Terörle flört etmek, onu himaye etmek kabul edilemez. Terör üzerinden politika yapmak kabullenilemez.
Bu nedenle tüm siyasi partilerin teröre karşı ortak tavır alması milletçe verilecek tepkiyi desteklemesi, bu tepkiye öncülük etmesi gerekir. CHP’nin anlayışı budur. Artık Türkiye, siyaset anlayışı ve kültürüyle teröre geçit vermeyeceğini bu tepkilerle ortaya koymalıdır.”

Önleyici istihbarat

CHP lideri Baykal, güvenlik ve istihbarat örgütlerinin daha yakın bir işbirliği içinde olmaları gerektiğini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Eylemler olduktan sonra araştırmak, incelemek, sorumluları bulmak, yakalamak, yargı karşısına çıkarmak elbette önemli. Ama önleyici çalışmaları eylem gerçekleşmeden yapmak ve eyleme engel olmak çok daha önemli. Bu bakımdan güvenlik kurumlarımızla istihbarat kurumlarımızın eylemleri önceden haber almak ve önlemek için daha sıkı bir işbirliğine yönelmeleri gerekir.
Hatta bazı yörelerde, yöresel örgütlenmeler de yararlı olabilir. Bir yere bomba bırakılması, şüphe çeken bir paket bırakılması gibi olayları anında güvenlik güçlerine haber verecek gözlemciler görevlendirilebilir.”

5 milyon dolar iddiası

Baykal, Ergenekon iddianamesinde eşi Olcay Hanım’a 5 milyon dolar rüşvet verildiğine ilişkin soruma da şu karşılığı verdi:
“Tamamen zırva bir iddia. İddia bile değil, çünkü iddiayı sahiplenen kimse yok. Saçma demek bile yetersiz kalır.
Tamamen bir zırva. Bir yerde bir baskın sırasında bir belge bulunmuş. ‘Nedir’ diyorsunuz, ne olduğunu bilen yok. ‘İddia kime ait’ diyorsunuz, belli değil. Birisi bir öykü yazmış, savcı da bunu iddianameye koymuş. Oysa araştırması gerekirdi. Böyle iddianame hazırlanmaz.
Sözde, 12 Eylül’den sonra Olcay’a 5 milyon vermişler, bir iş takibi için. Oysa o dönemde biz maddi sıkıntı çeken bir aileydik. O kadar ki Olcay benim saçlarımı, ben de oğlum Ataç’ın saçlarını tıraş ederdik, fazla masrafımız olmasın diye. Bu zırvayı okuyunca ben de Olcay’a takıldım.
‘Madem bu kadar paran vardı da biz niye o kadar sıkıntı çektik’ diye. Ayrıca iddia kendi kendini de ortadan kaldırıyor. Çünkü ‘hem Baykal’a ihtiyacımız yoktu, sıradan bir iş takibiydi’ diyor, hem de ‘bu kadar para verdik’ diyor. Madem sıradan bir işti, niye para verdin o zaman? Tamamen bir zırvalama hali. Ciddiye alınacak bir tarafı yok.”