Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Baykal, konferansı en dikkatli izleyen liderlerden biriydi. Bir tek kelime kaçırmak istemiyordu. Bütün konuşmacıları salondan hiç ayrılmadan dinledi. Fırsat buldukça katılımcı liderler ve bakanlarla konuştu.Dünyada tek kutupluluğa karşı yeni bir denge arayışının hâkim olduğu tartışmalarda dünyanın nereye gittiğini anlamaya ve bu süreçte Türkiye'nin nasıl bir yere sahip olması gerektiğini anlatmaya çalıştı.Konuşmalar, analizler tartışmalar Baykal'ı heyecanlandırdı.Baykal, dört gün boyunca, Türkiye'nin bir an önce iç sorunlarını çözüp demokrasisini ve ekonomisini sağlamlaştırarak refah düzeyini yükseltip dünyaya açılması, etkin bir aktör haline gelmesi için zaman yitirmek istemeyen bir "akil adam" profili çizdi.Baykal'ın, yapmak istediğinin, önümüzdeki dönemdeki hedefinin bu olduğunu söyleyebiliriz. Uluslararası Güvenlik Konferansı'nı izlemek üzere gittiğimiz Münih'te, CHP lideri Deniz Baykal'ı değişik ortamlarda izledik. Zaman zaman dünya ve ülke sorunlarıyla ilgili sohbet ettik. Sohbetlerimizden edindiğimiz izlenim, Baykal'ın "evin içini düzeltmek" istediği ve bunu "acil" gördüğü yönünde.Baykal, en çok toplumdaki bölünmüşlükten rahatsız. Bunu Türkiye'nin geleceği için çok tehlikeli görüyor. Toplumun çeşitli kompartımanlara ayrılması ve buna dayalı "çatışma" sürecine girmesinin önlenmesi gerektiğini savunuyor.Türk, Kürt, Laz, Çerkez gibi etnik veya Alevi-Sünni gibi mezhepsel ayrışmaların Türkiye'nin "ayağını bağlayacağı" endişesi taşıyor.Toplumu ve kurumların barışmasını ilk adım olarak görüyor. Bu sağlanmadıkça, demokratikleşme, kalkınma, bölgede ve dünyada söz sahibi olmanın mümkün olamayacağına inanıyor. Çatışmaya son Baykal'ın iç barış projesi 13. yüzyıl felsefesine dayanıyor. Toplumun etnik veya mezhepsel kimliklerini öne çıkarıp aidiyetler üzerinden mücadeleye girmesi ve çatışma kültürünü beslemesi sorununa karşı, "72 millet bir" diyen "sevgi, kardeşlik, barış" felsefesinin hâkim kılınmasını istiyor.Baykal, Ortaçağ'da Avrupa'da insanlar birbirini yerken, Anadolu topraklarında Mevlana'yla, Yunus Emre'yle, Hacı Bektaş'la yeşeren bu felsefeye sarılmak gerektiğini savunuyor.Baykal'ın "yurtta barış" formülü bu... '72 millet bir' Baykal'ın milliyetçilik anlayışı "alt kimlik"le ilişkili değil. "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran halka Türk milleti denir" tanımını yapan Atatürk'ün en iyi formülü ürettiği düşüncesinde. Soycu bir milliyetçiliği yok.Münih'te kaldığı süre içinde yaptığı konuşmalar ve sohbetlerimizdeki analizleri Baykal'ın bu temele dayalı bir "ulusal çıkar milliyetçiliği"ni esas aldığını gösteriyor. "Evde barışı sağlamış", ulusal çıkarlarına yönelmiş, demokraside ve ekonomide sağlam basan bir Türkiye düşlüyor. Ulusal çıkar milliyetçiliği Baykal'ın bu hedefe ulaşmak için yaşama geçirmek istediği iki alt proje de şu:1- Siyasette kalıpları kırmak,2- Nitelikli insan gücünü üretecek eğitim sistemini reel sektörün gereklerine göre düzenlemek. Odalar Birliği ve TİSK gibi özel sektör örgütleriyle işbirliği yapmak.Baykal'da CHP'yi "geleneksel sol" kalıplara "hapsetmemek" çabası gözleniyor. Hem siyasette hem ekonomide, geleneksel sağ-sol ayrımını "eskimiş, geride kalmış" yaklaşımlar olarak görüyor. fbila@milliyet.com.tr Sol kalıp yok