Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CHP lideri Deniz Baykal, Mersinde Türk bayrağına yapılan saygısızlığa toplumun gösterdiği tepkinin, hükümet tarafından iyi analiz edilmesi gerektiğini vurguladı. Baykal, toplumun günlerce ve yaygın biçimde bayrak asarak, yürüyüş düzenleyerek gösterdiği reaksiyonun bayrak olayıyla sınırlı olmadığını savundu. CHP lideri, dünkü görüşmemizde, toplumun Türk bayrağına sahiplenen tavrının, hükümetin AB politikası ve sonuçlarına karşı gösterdiği bir tepki niteliğinde olduğunu söyledi. Baykal, bu tepkinin bayrak olayını aşan bir boyuta ulaştığını vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:"Bayrak olayı bardağı taşıran son damla olmuştur. Hükümetin göremediği budur. Bardak zaten ağzına kadar dolmuştu. Toplumun sabrı taştı ve bu yaygın tepkiyi gösterdi. Bu tepki, Türk bayrağına sahip çıkmanın yanı sıra, hükümetin sahip çıkmadığını gördüğü ulusal değerlere ve ulusal çıkarlara da sahiplenmektir."Baykal, toplumu böyle bir tepkiye iten nedenleri ise şöyle sıraladı:"Türk toplumu, AB ilişkilerinin tahmin edilenden de daha sorunlu, daha sıkıntılı olduğunu yeni fark etmeye başladı. Toplumda bir kandırılmışlık, aldatılmışlık duygusu oluştu. Aslında bu Başbakan Erdoğanda ve hükümette de var. Erdoğanın asabileşmesinin nedeni de budur. Türk halkı aldatıldığını, ulusal çıkarlarının korunmadığını, hükümetin tam bir teslimiyet içinde AB ilişkilerini sürdürdüğünü aslında 6 Ekim raporuyla anlamaya başladı. Bugün iyice kavramış durumdadır. AB, hiçbir ülkeye yapmadığı halde, Türkiyeye ağır özel şartlar koşmuştur. Üyeliği garanti etmemiştir. Kıbrıs konusunda Türkiyeye dayatma yapmış ve istediği ödünleri almıştır. Konfederalizmden söz edilebiliyor. Birtakım bayraklar ortaya çıkıyor. Kürt, Alevi gibi hassas konularda azınlık yaklaşımını da Ankaraya dayatmış durumdadır. Bunun karşılığında ise Türkiye hiçbir şey almamıştır. 17 Aralık kararları bunun kanıtıdır. Kıbrıs özel koşulu yine getirilmiştir. Serbest dolaşım hakkı tanınmamıştır. Müzakerelerin ucunun açık olduğu vurgulanmıştır. Türkiyenin üyeliği garanti değildir. Daha çok özel statü öngörülmektedir. Fransa referandum koşulunu getirmiştir. Bütün bunlar teslimiyet içinde ulusal değer ve çıkarların nasıl çiğnendiğini göstermektedir. İşte halkta bu, birikim yaratmış ve bayrak olayı bardağı taşırmıştır. Halk, hükümetten gerekli reaksiyonu görmeyince, Genelkurmayın açıklaması gelmiştir. Bu açıklamadan sonra toplumda bir boşalma olmuştur." Toplumun sabrı taştı Baykal, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin Abdullah Öcalanın adil yargılanmadığına ilişkin karar alma eğiliminin ortaya çıktığını, hükümetin de yeniden yargılama hazırlıkları içinde olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:"Öcalan yeniden yargılanırsa, 70 milyon rencide olacaktır. Ağır travmaya yol açar. 30 bin kişi ölmüştür. Suç ve suçlu ortadır. Türk yargısı, adil bir yargılama ile hükmünü vermiştir. Ama Avrupa adeta Türkiyenin burnunu sürtmek istemektedir. Bir daha yargıla, demektedir. Eğer Abdullah Öcalan bir daha yargılanırsa bayrak krizini de aşan bir tablo ortaya çıkar. Hükümet buna çok dikkat etmelidir. Türk halkını rencide etmemelidir. Halka karşı alaycı, küçümseyici tavrını bırakmalıdır. Apo konusunda karşılaşacağı tepki, bayrak konusunda karşılaştığı tepkiden çok daha büyük olur." Öcalan konusu CHP lideri Baykal, beş milletvekilinin partisinden istifa etmeleri ve SHPye katılmalarına ilişkin sorumuzu yanıtlarken de şöyle konuştu:"Bu istifaları ciddiye almıyorum. Zavallı bir harekettir. Aslında gecikmiş bir gelişmedir. Bu arkadaşlar, bizim partiden daha önce çıkarmamız gereken arkadaşlardır. Atmamız gerekirdi, ama engellenmiştir. SHPye katılmalarının bir ciddiyeti yoktur. Gittikleri partiye Hazineden para almak için gitmişlerdir, ama onun da önlemi alınıyor. SHP, zaten kimliği yaralı bir partidir. Öcalandan, DEHAPtan medet ummuş ve böylece kimliği yaralanmıştır. DEHAPa teslim olmuştur. Onun oylarından medet ummuştur." fbila@milliyet.com.tr İstifalar...