Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Kim olursan ol, gel. Bugüne kadar bizimle olmamış ama laik cumhuriyeti sahiplenen muhafazakâr, liberal veya sağcı herkesi çağırıyorum."Baykal bu çağrıyla, kendini sağcı veya solcu, muhafazakâr veya liberal nasıl tanımlarsa tanımlasın, "demokratik, laik cumhuriyeti" vazgeçilemez ortak payda olarak gören herkesi CHP'ye oy vermeye çağırıyor.Bu çağrıdan hareketle yürütülecek mantık şunu ortaya koyuyor:Baykal, önümüzdeki seçimde temel sorunu laik cumhuriyeti korumak olarak görüyor ve siyasi yelpazede ayrım gözetmeksizin seçmenleri CHP öncülüğünde toplanmaya çağırıyor. Baykal ve CHP'nin AKP'yi ve iktidarını, laik cumhuriyet için bir tehdit olarak gördüğünü ve siyasi kampanyasını bu saptamasına oturtacağı anlaşılıyor. CHP lideri Deniz Baykal, "Laik cumhuriyeti bu kez sandıkta kurtaracağız" diyerek Mevlana söylemiyle bir çağrıda bulundu: DSP'nin Onursal Başkanı Bülent Ecevit ise, beyin kanaması geçirmeden önce gündeme yeni bir model getirmişti. Ecevit, AKP'ye karşı bir çeşit ittifak önermişti. (Yılmaz Büyükerşen'in ismi etrafında partilerin ittifak geliştirmesi) Bu modelinin detaylarını açıklama olanağı bulamadan rahatsızlandı.Baykal'ın çağrısı ile Ecevit'in modelini karşılaştırdığımızda ortaya şu temel fark çıkıyor:Baykal kurumlara değil, bireylere bir çağrıda bulunuyor. Ecevit modeli ise, siyasi partiler arasında işbirliği ve ittifak öngörüyor. Ecevit'in modeli kurumsal, Baykal'ınki ise bireysel.Bu aynı zamanda Baykal ve CHP'nin, Ecevit modelinin kurumsal işbirliği veya ittifak yaklaşımına sıcak bakmadığını gösteriyor. Bir diğer anlatımla, Baykal, CHP'nin öncülüğü altında, kurumsal kimliklerle değil, bireysel olarak birleşilmesini istiyor. Ecevit modeli Baykal'ın çağrısı son günlerde gündeme gelen Ecevit'in ittifak çağrısından çok 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 1991 seçimleri öncesindeki çağrısına benziyor.Demirel de 1991 seçimleri öncesinde kurumlara değil, bireylere bir çağrı yaparak "ödünç oy" istemişti. Kendini solda tanımlayan seçmenlerden oy talep etmiş ve sosyal demokrat bir söyleme de önemli yer vermişti.Baykal'ın bugünkü çağrısı, tersinden Demirel'in çağrısını andırıyor. Baykal sağdan da oy istiyor. CHP lideri, benzer bir yaklaşımı 2002 seçimleri öncesinde de göstermişti. Demirel'le benzerlik Son çağrı ve model önerileri karşılaştırıldığında Baykal'la Ecevit arasında kurumsallık-bireysellik farkı bulunsa da, bir bütün olarak Baykal'ın söylemi ve CHP politikalarına bakıldığında Ecevit'le benzerlikler de göze çarpıyor.Ecevit, DSP'nin temel politikaların belirlerken, "ulusal sol ve inançlara saygılı laiklik" söylemini öne çıkarmıştı. Bu çizgi bir yandan ayrılıkçı hareketlere karşı bir tutumu yansıtırken, diğer yandan sağ kesime sıkışmış, mütedeyyin, ancak sosyal adaletçi, demokrasiyi ve laikliği içine sindirmiş seçmenden de destek almayı hedefliyordu. Ecevit, laik-anti laik sarmalına düşmeden bu çizgiyi sürdürdü ve önemli ölçüde başarı da sağladı.Bu açıdan bakıldığında Baykal'ın son dönem söylemi ve çizgisi de hem ulusal sol (üniter, laik devlet vurgusu, Kürt sorunu, AB'ye bakış) hem de laiklik ilkesinden ödün vermeden inançlara saygılı duruş nitelikleri taşıyor.Ancak salt laiklik-inançlara saygı ekseninde yoğunlaştırılmış bir politika özellikle varoşlara ulaşmaya yetmiyor. Oysa solda bir partinin İslami veya liberal karakteri önde olan partilere göre buralara daha kolay ulaşması gerekir.Baykal'ın ve CHP'nin hedeflediği kitlelere ulaşması için ulusal-laik inançlara saygı söyleminin yanı sıra ekonomik ve sosyal politikalarını somut biçimde ve en az onlar kadar işlemesi gerekir. fbila@milliyet.com.tr Ecevit'le benzerlik