Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Gözler hala CHP'nin üzerinde. Altan Öymen'in çok az bir oy farkıyla kazandığı bol adaylı genel başkanlık yarışı, Parti Meclisi seçimleri sırasında ortaya çıkan tablo, çirkin şişe ve sandalye savaşı, diriliklerini korumaya kararlı parti içi grup ve hizipler nedeniyle gözler daha uzun süre CHP'nin üzerinde olacak. Ne zamana kadar? Ya tamamen parçalanarak silinip gidinceye ya da yeni bir ivme ile enerji depolayıp yeniden iktidar adayı olduğunu gösterinceye kadar.
Öymen'in kendisini destekleyenlerce bile, daha genel başkanlığının ilk saatlerinde "enterne" edilmeye çalışılması, CHP'nin başındaki kara bulutların görünenden daha koyu olduğunu gösteriyor. Partiye sürekli bir çatışma psikozu hakim olacaksa, bunun CHP'li seçmen ve yurttaşlar üzerindeki etkisi çok daha fazla olacaktır. Bu gidişle kısa bir süre sonra, CHP'de iktidarı ele geçirme amacı tamamen anlamsız hale gelebilir. CHP'ye oy ve gönül veren milyonlarca insanın umutsuzluğa kapılıp yeni arayışlara yönelmesi çok uzak bir olasılık değildir.
Yeni Genel Başkan, rakipleri tarafından kutlanmıştır. Ancak, 9'uncu Olağanüstü Kurultay'ın hemen hemen bütün başkan adayları, ilk kurultayda yine aday olacaklarını söylemektedirler. Kimi CHP'lilere göre, "Altan Abi bir yıl sonra gidecek, yerine yine Baykal gelecektir". Kimine göre kurultay, şu adayı ya da bu adayı seçmemekle hata yapmıştır. Kimine göre partide ciddi bir ahlak sorunu ortaya çıkmıştır. Bu görüntü, partide birlik ve yeniden yapılanma umutlarını kıran bir tablo değil mi?
Daha ilk günden CHP hem kan hem zaman kaybetmeye başlamıştır. Parti Meclisi olmayan bir Genel Başkan ne yapabilir? Tabii önce bir parti meclisine sahip olmaya çalışır. Bunun için geçecek süre en az bir buçuk aydır. O da, her şey yolunda giderse... Oluşacak Parti Meclisi'nin yeni çatışmalara gebe olup olmayacağı da belli değildir.
Tablo böyle olmasaydı. Ortaya daha derli toplu bir yönetim çıksaydı, CHP'yi bir çift sözümüz olacaktı.
Tek liderin etrafında parti kenetlenseydi... Sandalyeler havada uçuşmasaydı... Genel Başkan'ın kafasına pet şişeler atılmasaydı... Yumruklar yerine fikirler konuşsaydı... Parti Meclisi'nin çeyreği değil tamamı seçilseydi... Genel Başkan adayları da dahil, partinin deneyimli ve bilgili adamları o Parti Meclisi'nde yer alsaydı... Eski Genel Başkan Deniz Baykal ve diğer tüm kaybeden adaylar, yeni Genel Başkan'ın çevresinde kenetlenme ve CHP'yi kurtarma amacında birleşme iradesini ortaya koysalardı...
CHP'ye bir önerimiz olacaktı.
Diyecektik ki, CHP bir yandan yeniden yapılanma için kolları sıvarken, bir yandan da DSP'ye destek olacağını açıklamalıdır. DSP'nin MHP ve ANAP'la kurmakta olduğu koalisyona bir yıl destek olmalıdır. Diyecektik ki, CHP'nin Meclis dışında kalmış olması bu açıdan önemli değildir. Hatta, Meclis dışındaki bir CHP'nin DSP liderliğindeki bir hükümete bir yıl destek olacağını açıklaması ve destek olması çok daha anlamlıdır. Çok daha politiktir. Çok daha ileri görüştür.
Ama diyemedik. Kurtulay salonundan yayılan toz duman dağılınca, partinin temelini sarsan öfke seli yatışınca, belki...



Yazara E-Posta: h.bila@milliyet.com.tr