Cumhurbaşkanı Sezer, her zamanki kısa ve net yanıtlarıyla tutumunu açıkladı:Türklüğün etnik bir temele dayanmadığını, vatandaşlık bağının yeterli olduğunu ve 1924 Anayasasından beri de hukuki durumun değişmediğini kaydetti. Lozanda belirlenenin dışında bir azınlık tanımının da Türkiye için söz konusu olmadığını vurgulayarak noktayı koydu.Çankaya resepsiyonunda, mesajların çoğunu Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkökle Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt verdi.Org. Özkök ve Org. Büyükanıtın gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlardan çıkan ilk mesaj, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Avrupa Birliğine karşı olduğu biçimindeki yorum ve yaklaşımların yanlış olduğuydu. Aksine TSKnın Türkiyenin ABye tam üyeliğinden yana olduğu, net bir şekilde komutanların açıklamalarına yansıdı. O kadar ki, Org. Özkök, Türkiyede kurum ve kesimlerin 17 Aralıka kadar hata yapmamaları gerektiğini vurgulayarak, AByle müzakerelere geçilmesine ne kadar özen gösterdiklerini yansıtmış oldu.Org. Özkökün, bu konuda "Kırmızı çizgileriniz var mı?" sorusuna yanıt verirken, ABye tam üyeliğin toplumsal bir talep olduğunu belirtmesi, ödünler tartışılırken bu kadar da olmaz denilecek çizgiyi de yine halkın belirleyeceğini kaydetmesi, TSKnın olaya nasıl baktığını gösteriyordu.TSKnın gündemdeki her konuyu kendi arasında tartıştığı, araştırdığı ve görüş oluşturduğu da yine Org. Özkökün, azınlık konusunu araştırdıklarını, tek bir tanım bulamadıklarını, BM belgelerine de baktıklarını söylemesinden anlaşılıyordu. Keza, kişi başına milli gelirin 30 bin dolar civarında olması halinde bu tür sorunların önemini kaybedeceğini, Türkiyenin problemlerini çözmesi halinde kimsenin Türkiyeden ayrılık istemeyeceğini vurgulayarak, sorunun sosyoekonomik boyutuyla da ilgili olduklarını belirtiyordu.Genelkurmay Başkanının yanıtları, açıklamaları, her konuyu tartışmaya açık oldukları mesajını da içeriyordu.Kara Kuvvetleri komutanı Org. Yaşar Büyükanıt ise daha çok ABDye dokunduran açıklamalar yaptı. ABDnin PKKya karşı izlediği tutumu eleştirdi. Kandil Dağındakilerin Kuzey Iraktan Türkiyeye girip çıktığını, ABDnin hepsi Türkiyeye girsin diye beklediğini imalı bir şekilde vurguladı. Org. Büyükanıtın yakındığı bir diğer konu da yargıda sonuç alınmayışıydı. 30 suç duyurusundan hiçbirinin sonuçlanmadığını anımsattı. Abdullah Öcalanın avukatları aracılığıyla örgütü yönetmeyi sürdürdüğünü, bu konudaki rahatsızlıklarını hükümete de ilettiklerini, yargıdan da sonuç alamadıklarını sık sık belirtti.Irak konusunda serzenişini, "Bu konuda ABD ile ilişkiler nasıl?" sorusunu yanıtlarken, şöyle ifade etti:"Türkiye, Irakta var mı? Askeri varlığımızı söylemiyorum, Irakın geleceğinin yapılanmasında Türkiye var mı? Yok. Daha ne söyleyeyim..."Çankayada TSKdan gelen mesaj, AB sürecinde hata yapmadan 17 Aralıka ulaşmak ve tarih almak, Irak - PKK konusunda ise ABDyi uyarmak yönündeydi... Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin, 29 Ekim nedeniyle Çankaya Köşkünde verdiği resepsiyonda ağırlıklı konu azınlık tartışmalarıydı. Öyle anlaşılıyor ki, daha uzun süre Türkiyenin gündeminde PKK ve Abdullah Öcalan yer alacak. Özellikle işin siyasal boyutu AB sürecinde müzakere masasında ağırlıklı konulardan biri olacak. Bu AB İlerleme Raporundan, azınlık ve üst kimlik tartışmalarından da belli oluyor.Radikal Ankara Temsilcisi Murat Yetkinin Remzi Kitabevinden çıkan yeni kitabı "Kürt Kapanı, Şamdan İmralıya Öcalan", tarihi önemdeki bir döneme ışık tutuyor. Öcalanın Şamdan İmralıya aylar süren yolculuğunun perde arkasındaki bilgiler, siyasi, askeri ve diplomatik boyutlarıyla gün ışığına çıkarılıyor. Bu süreçte, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirelin ve dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlunun çok önemli açıklamaları, Murat Yetkinin sorularına verdiği yanıtlar, tarihe ışık tutan önemli bilgiler içeriyor. Bu söyleşiler kitabın ekinde de yer alıyor.Önümüzdeki yıllarda Türkiyeyi en fazla meşgul edecek konuların başında gelecek olan PKK ve Abdullah Öcalanı siyaset ve diplomasi boyutuyla iyi izleyebilmek ve değerlendirebilmek için bu kitabın okunması gerekiyor. fbila@milliyet.com.tr Yetkinin kitabı