Muhalif 5 diğer milletvekili ise dün bir basın toplantısı düzenleyerek, tepkilerini dile getirdi ve kendileri hakkında da işlem yapılmasını istedi.Bir süre önce başlayan ve Baykalın "güvenoyu kurultayı"yla sonuçlanan muhalefet hareketi, lider ve yönetim değişikliği sağlayamamış oldu.Bu arada dikkat çeken bir husus, muhalefet hareketinin potansiyel lideri olarak görülen ve CHP politikalarıyla çelişen demeç ve tutumuyla muhalif cephede olan Kemal Dervişin, disipline sevk edilenler arasında da, "Bizi de sevk edin" diyenler arasında da bulunmayışıydı.Belli ki, CHP Parti Meclisi, Dervişin disipline gitmesini istemedi, bir şans daha tanıdı. Bir süre önce yöneticilerinin Dervişi istifaya davet anlamı taşıyan açıklamaları dikkate alındığında, Parti Meclisinin kararı dikkat çekiyor.CHP lideri Baykala, bu konuyu sorduğumda, "Onun hakkında da değerlendirme yapıldı, eleştiriler gündeme getirildi ve Parti Meclisinin kararı böyle oldu. Biz kimseyi kaybetmek istemiyoruz. Umarım, Parti Meclisinin kararı ve bildirisinın uyarıcı yönü dikkate alınır" demekle yetindi.Bir parti lideri ve yönetime muhalif olmak ve demokratik hak olarak bu yönde faaliyette bulunmak elbette bir haktır. Ancak, bu yapılırken parti tüzüğüne uygun davranmak, parti çıkarlarını gözetmek partili olmanın gerektirdiği bir sorumluluk anlayışıdır. Ayrıca, bu faaliyetlerin belgeye, sağlam dayanaklara sahip olmadan, özellikle akçalı konularda lider veya yöneticiler hakkında kişisel suçlamalara vardırılması, izi kalır düşüncesiyle çaba gösterilmesi uygun değildir. CHP Parti Meclisinin değerlendirmelerinde bu yönde söylenti ve muhalefet etme yöntemlerinin etkili olduğu kanısı yaygın.Dervişin durumuna gelince...Büyük tereddüt ve yalpalamalardan ve uzun pazarlıklardan sonra karar kıldığı CHPde genel başkan yardımcılığı görevinden istifa ederek, CHP lideri ve yönetimiyle anlaşamadığını ilan etmiş oldu. Sonraki demeç ve tutumları ise CHPde muhalefete geçtiğinin açık göstergeleriydi. AKPye yakın söylemi ve davranışları da muhalefetin ciddi farklılıklardan kaynaklandığını gösteriyor. Ama Derviş, açıkça ortaya çıkıp görüşlerini aktarıp, iddiasını ortaya koymuyor. Ne yönetimi, ne muhalefet hareketini paylaşıyor ama muhalif davranıyor.Açıktan söylenmiyor ama daha 2 sene önce Baykalın en yakın destekçisi, yakın arkadaşı, kökten CHPli bir görüntü veren Derviş, Baykalın potansiyel rakibi konumunda. Baykalla Derviş arasına kara kedi girmesi de çok yeni bir olay değil.Derviş bulanık duruşunu sürdürüyor. Diğer muhalif milletvekilleri de gerekli parti içi desteğe ulaşamamış durumdalar. Dervişin oy vermeyin dediği güvenoyu kurultayında Baykal güvenoyunu almayı başardı. Derviş de ortaya çıkmadı.Baykalın karşısına Derviş dahil lider alternatifi çıkmış, çıkarılmış değil. 1999 seçimlerinde CHP, Meclis dışında kalınca, Baykal, genel başkanlıktan da ayrılmıştı. Parti, Baykalın yerine yeni genel başkan olarak Altan Öymeni seçmişti. Altan Öymen Genel Başkan, Tarhan Erdem Genel Sekreter olarak görev yaptılar. Partiyi kendilerine göre yenilediler, üyeliklerle ilgili çalışmalar yaptılar. Sonra kurultaya gittiler, kaybettiler. Kurultayı yine Deniz Baykal kazandı. Bu durumda yine muhalefet hareketi içinde olanların Baykala söyleyecekleri bir şey olamaz. Baykalsız dönemde liderlik oluşturamayan, kurultaya gidip kaybeden kendileri...Sadece "Baykalla olmuyor" diyerek, muhalefet yapmanın bir anlamı ve sonucu yok. Baykalla olmuyor, kimle olsun veya kimle olur, sorusuna dahi yanıt veremeyen ve o yönde bir taban hareketi yaratamayan muhaliflerin de kendi hallerini gözden geçirmeleri gerekir...Kaldı ki, muhalefet ettikleri iktidar partisi AKPnin Meclisteki çoğunluğu, tek parti hükümeti olmanın verdiği gücü dikkate alındığında, partisi CHPnin kendi içinde sürekli birbirine muhalefet edecek yerde ana muhalefet görevinde yoğunlaşması asıl görevidir.Yok, parti içinde muhalefet etmek daha kolay geliyorsa, onu da birbirini şikayet etmenin dışına taşımaları, parti tabanından veya halktan kaynaklanan ciddi bir hareket, yeni politikalar, yeni iddialar ortaya koymaları gerekir. fbila@milliyet.com.tr CHP Parti Meclisi, 3 milletvekilini (Ahmet Güryüz Ketenci, Hasan Aydın ve Mehmet Tomanbay) kesin ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kuruluna sevk etme kararı aldı.