Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül ve Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın katıldığı toplantıda, AB büyükelçileri, Güneydoğu'daki operasyonlara dikkat çekmiş, askeri seçeneğin nihai çözüm olamayacağını belirtmiş ve hükümeti sivil alternatif yaratmamakla suçlamışlardı.Büyükelçilerin, bu eleştirileri terör olaylarının tırmandığı günlerde yapmaları da dikkat çekmişti.Hükümet, AB büyükelçilerinin eleştirilerine ve Aydınlar Bildirisi'ne nasıl bakıyor? PKK'nın silahlı eylemlere derhal ve önkoşulsuz son vermesi çağrısında bulunan Aydınlar Bildirisi yankı bulurken, Avrupa Birliği'nin (AB) Ankara büyükelçilerinin Başbakan Tayyip Erdoğan'la yaptıkları toplantı da tartışmalara neden oldu. Bu soruyu, dün görüştüğümüz, Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'e yönelttim.Çiçek'in değerlendirmeleri şöyle oldu:"AB büyükelçileri, Ankara'da bu toplantıya katılırken, Güneydoğu'da terör saldırıları vardı, güvenlik güçleriyle çatışıyorlardı. Önce bunu hatırlatmak isterim. Ayrıca, şehitlerimiz oldu. Umarım büyükelçiler, taziyede bulunmuşlardır. Çünkü AB taziyede bulunur. Örneğin İstanbul'da yapılan saldırılardan sonra bulunmuşlardı. Bu gerçeği hatırlattıktan sonra şunu söyleyebilirim: Biz, PKK'nın bir terör örgütü olduğunu 20 yılda zor kabul ettirdik, adını değiştirip KONGRA-GEL olduktan sonra da terör örgütü olarak kabul etmeleri yine 2-3 sene aldı. AB büyükelçilerinin Türkiye'nin yaşadığı terör gerçeğini, terörün boyutlarını ne kadar bildikleri önemli. Terör saldırılarının olduğu gün bile bu değerlendirmeyi yaptıklarına göre gerçeği ne kadar gördükleri, ne kadar bildikleri şüpheli. Belki de büyükelçilerle bir dahaki toplantıyı Gabar Dağı'nda veya Cudi Dağı'nda yapmak lazım. Belki o zaman terörün ne büyük bir bela olduğunu görürler. Hiçbir devletin askeri, polisi bir terör yokken, durduğu yerde operasyon yapmaz. En azından bunu bilmeleri gerekir." Terörü görürler Adalet Bakanı Cemil Çiçek, PKK'ya silahlı eylemlere son verme çağrısında bulunan Aydınlar Bildirisi'nin muhatapları üzerinde etkili olması halinde yararlı olacağını söyledi.Çiçek, şu değerlendirmeyi yaptı:"Aydınlar Bildirisi eğer öbür taraf üzerinde bir etki yaratırsa yararlı olur. Muhatabı terör örgütüdür, Türkiye değil. Çünkü ateş eden taraf Türkiye değil.Kamuoyunda tesirli olursa faydalı olur. Öbür taraftan kastım terör gruplarıdır. Onlar veya kamuoyu üzerinde tesir yaratacak bu tür çağrılar yapılabilir. Ancak, böyle bir çağrının muhatabı devlet ve hükümet değildir." Aydınlar Bildirisi'nin yararı Çiçek, PKK sözcülerinin benzeri bir çağrıyı Başbakan Erdoğan'ın yapması gerektiğine ilişkin açıklamalarını ise, "muhatapsız" olarak değerlendirdi ve şöyle konuştu:"Ne Başbakan Erdoğan, ne ben, ne bir başka bakan arkadaşım, ne herhangi bir resmi görevli bunların muhatabı değildir, olamaz. Hiçbir devlet, terör örgütüyle muhatap olmaz. Terör bir talebin meşru ifade tarzı değildir. Her demokratik ülkede olduğu gibi bizim de vatandaşlarımızın taleplerini demokratik yoldan ifade etmelerine, gündeme taşımalarına bir itirazımız olmaz. Ama terör yoluyla talep ifade etmek kabul edilemez. Hangi nedenle ve amaçla olursa olsun terör meşru bir yöntem değildir. Meşru bir yol değildir. Bir taraftan terör yapacaksınız, diğer taraftan bu yolla taleplerde bulunacaksınız, bunun devlette veya hükümette bir muhatabı olamaz. Hiçbir meşru yönü yoktur." fbila@milliyet.com.tr Devlet muhatap olmaz