Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanlığı, Bakanlar Kurulu’na terör brifingi verdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ da Bakanlar Kurulu toplantısına katıldı.
Başbuğ’un teklifi, Başbakan Erdoğan’ın kabulüyle gerçekleşen bu brifing, kuşkusuz çok yararlı bir yöntem. Özellikle Milli Güvenlik Kurulu üyesi olmayan bakanların bilgilendirilmesi, görüş ve önerilerini açıklama olanağı bulmaları nedeniyle isabetli bir yöntem oldu.
Org. Başbuğ, terör ve terörle mücadele konusunda kamuoyunun ve kurumların detaylı olarak bilgilendirilmelerine büyük önem veriyor. Bu yaklaşım, Başbuğ’un, terörle mücadelenin asker-sivil ayrımı yapmadan topyekûn yürütülmesi gerektiğine olan inancından kaynaklanıyor.
Brifingde, bakanlara, terör örgütü PKK’nın stratejisi, taktikleri, eylemleri hakkında detaylı bilgi sunuldu. Keza TSK’nın yürüttüğü mücadelenin seyri, elde edilen sonuçlar, şehit sayısı, etkisiz hale getirilen terörist sayısı da yıl yıl sunuldu. Kuzey Irak’taki durum, örgüte verilen dış destek ve dış politikaya ilişkin saptamalar konu edildi. Terör ve terörle mücadele arasında fark, silahlı alanlar dışında, ekonomik, sosyal ve kültürel alanda alınabilecek önlemler da masaya yatırıldı. Örgüte katılımın neden devam ettiği analiz edildi. Bakanların soruları yanıtlandı, görüş ve önerileri not edildi.

Ortak görüş
Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ, her fırsatta terörle mücadelenin sadece silahlı mücadele olmadığını vurguluyor. Sivil alanlarda da önlem alınmasının önemi üzerinde çok sık duruyor.
Bu konuda hükümet ile Genelkurmay Başkanlığı’nın ortak görüşe sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu yaklaşım ilk kez ifade edilmiyor ama bugüne kadar koordineli bir biçimde yeterli ortak adımların atıldığı da söylenemez. Yeni dönemde Org. Başbuğ, bu yaklaşımın söylemde kalmaması, hayata geçirilmesine vurgu yapıyor.
Nitekim bunun sonuçları da görülmeye başladı. İçişleri Bakanlığı bünyesinde koordinasyon merkezi olarak çalışacak bir müsteşarlığın kurulacak olması son yıllardaki en önemli somut adımlardan birini oluşturacak. Bu müsteşarlık, istihbaratın toplanıp değerlendirildiği bir merkez olmanın yanı sıra, sorunun ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlarıyla ilgili öneriler de geliştirecek.

Çiçek’in görüşü
Başbakan Yardımcısı ve Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı Cemil Çiçek de uzun süredir terörle mücadelenin sivil boyutu üzerinde çalışıyor.
Çiçek’le, bu konularda kısa bir sohbet olanağı bulduk.
Bir süre önce İspanya’da ETA, İngiltere’de IRA olayını inceleyen ve bu ülkelerde alınan önlemler üzerinde çalışan Çiçek de sorunun sadece silahlı mücadele ve cezalarla çözülmeyeceğini düşünüyor. Bu düşüncesini şöyle ifade etti:
“Biz bir olayla karşılaşınca hemen ceza hukukuna sarılıyoruz. Elbette o da gerekli. Ceza hukuku yönünden alınacak önlemlerin de alınması lazım ama tek başına bu yeterli değil. Diğer alanlarda da önlemler alınması gerekiyor. Sadece ceza hukukuyla sorunları çözmek mümkün değil.”

İçişleri doğru adres
Çiçek, kurulacak müsteşarlığın İçişleri Bakanlığı bünyesinde olmasının da en doğru tercih olduğuna inanıyor. Bu konudaki görüşünü de şöyle yansıttı:
“Terörle mücadelenin koordinasyonu tek merkezden yürütülmeli. Bence de en uygunu İçişleri Bakanlığı. İspanya, İngiltere örneklerini inceledim. Örneğin İspanya’da bu iş İçişleri Bakanlığı’na bağlı. Doğrusu da o. İçişleri’nin en ücra köşede bile teşkilatı var. Hem bilgi toplayan hem uygulayan birimler söz konusu. İstihbarat bir yerde, uygulama başka yerde olunca sorunlar çıkıyor. Bazen bir bilgi elde ediliyor ama bir yerde kalıyor. Diğer birime iletilmeyebiliyor. Halbuki o birime ulaşsa belki önlem alınacak. Dağınıklık olmaması lazım. Bizde halıcılık konusunda bile en az 8 ilgili kuruluş var.”
Çiçek, yeni kurulacak güvenlik müsteşarlığının yurtdışında bürolar oluşturmasına ise ihtiyaç olmadığını, zaten devletin irtibat unsurlarının bulunduğunu kaydetti.
Çiçek, basına da önemli görevler düştüğünü vurgulayarak, çok eski dönemlerde bu bölgede terörle mücadele etmiş emekli bazı komutanların basında yaptıkları yorumların kafa karışıklığına neden olduğunu da söyledi.