Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AB İlerleme Raporuyla gündeme gelen ve Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulunun raporuyla alevlenen azınlıklar ve kimlik tartışması, Cumhuriyet Bayramına da damgasını vurmuş oldu.Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkökün bayram mesajlarında Türklüğün "üst kimlik" olduğu vurgusu dikkat çekiyordu.Cumhurbaşkanı Sezerin mesajı bazı yaklaşımlara yanıt niteliğindeydi:"Türk ulusu siyasi bir kavramdır ve Atatürk milliyetçiliği kavramına dayanır. Atatürk milliyetçiliği Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı herkesi Türk ulusundan sayan, etnik köken, dil, din ve mezhep gibi nedenlerle yapılacak her ayrımcılığı reddeden, birleştirici ve bütünleştirici bir anlayışı içerir. Türk ulusundan sayılmanın tek koşulu vatandaşlık bağıdır. Yüce önder Atatürkün Ne mutlu Türküm diyene sözü bunu en iyi biçimde anlatmaktadır. Tekil devlet, özel yaşam alanlarında kalmak koşuluyla alt kimlikleri benimser. Çünkü farklı alt kimlikler toplumun zenginliğidir."Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök de Cumhurbaşkanı Sezer gibi, Atatürkün Ne mutlu Türküm diyene sözünü anımsatarak, Atatürkün Türkiye Cumhuriyetini dini ve etnik farklılıkları bütünleştiren bir üst kimlik temeli üzerine oturttuğunu vurguladı ve mesajında şöyle dedi:"Bu anlayışın bir sonucudur ki, yıllar içinde Türk ulusu müşterek Türk kültürünü oluşturmada önemli mesafeler kat etmiştir. Halayı çeken, demiri döven, Nasrettin Hocayı seven ulusun kesimleri değil bütünü olmuştur. Yine Anadolu etnik kaynaşmanın etnik ayrışmayı yendiği bir yer haline gelmiştir. Atamızın başlattığı bu süreç Türk ulusu için tamamlanmamıştır."Sezer ve Org. Özkökün üst kimlik yaklaşımları Atatürkün, "Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Türkiye halkına Türk ulusu denir" tanımına dayanıyor. Atatürk, "Türkiye halkı" derken etnik veya dini ayrım yapmıyor. Bu, Atatürkün, Ulusal Kurtuluş Savaşından sonra başlattığı uluslaşma sürecinin özüdür.Genelkurmay Başkanı Org. Özkökün bu sürecin tamamlanmadığı biçimindeki saptaması doğrudur...Bugün kimlik tartışmasına neden olan gelişme Türk üst kimliğinde uluslaşma sürecine karşı, Kürt ulus bilinci ve uluslaşma projesinin çıkarılmış olmasıdır. Türk üst kimliğini reddeden bu projenin savunucuları, esas itibariyle Türkiyenin "iki uluslu" olarak yeniden yapılandırılmasını talep etmektedirler. PKKnın ilk döneminde Anadolu toprakları üzerinde bağımsız Kürt devleti kurulmasını hedefleyen proje, bugünkü koşullarda Türkiye Cumhuriyetinin "Türk ve Kürt" olmak üzere iki kurucu ulus esasıyla yeniden kurulmasını istemektedir. Bu görüşü savunanların Türkiye Cumhuriyetine, Atatürk, Cumhurbaşkanı Sezer ve Genelkurmay Başkanı Org. Özkök gibi bakmadıkları ve kabullenmedikleri açıktır. Türkiye bu noktaya çok ağır bir terör süreci ve o sürecin iç ve dış destekle siyasallaştırılması sonucu gelmiştir. Avrupa Birliğinin de siyasallaşan bu süreci meşrulaştırdığı açıktır.Özü bu olan sorunun birtakım kavram değişikliği önerileriyle çözüleceğini sanmak gerçekçi değildir. Talep, kavramla sınırlı değildir. İş bu kadar basit olsaydı, bir akıl eden çıkardı. fbila@milliyet.com.tr Cumhuriyetimizin 81. yılını kutladık. Cumhuriyet Bayramında bu kez "kimlik" konusu ön plana çıktı. Yapılan açıklama ve yayımlanan mesajların vurgusu buydu.