Arınçın, Atinanın karasularını 12 mile çıkaracağına yönelik açıklaması karşısında, TBMMnin 8.6.1995te bunun casus belli (savaş nedeni) sayılacağını ilan etmesinin iki ülke arasında sıkıntı yarattığına ilişkin değerlendirmesini, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de eleştirdi.Demirel, dünkü görüşmemizde, Arınçın sözlerini yorumlarken, "Sayın Başkan keşke bunu söylemeseydi" değerlendirmesini yaptı.Demirel, 12 mil konusunu savaş nedeni saymanın bir devlet kararı ve politikası olduğunu anımsattı ve Arınça yönelik olarak, "Dış siyaseti herkes yapmamalı, Sayın Arınç TBMM Başkanıdır ve icrai bir fonksiyonu yoktur" dedi. TBMM Başkanı Bülent Arınçın, Yunanistanın karasularını 12 mile çıkarmasını TBMMnin savaş nedeni saymasının kaldırılmasına dönük sözleri tartışma yarattı. 9. Cumhurbaşkanı Demirel, Yunanistanın karasularını 12 mile çıkarmasını Türkiyenin neden savaş nedeni saydığını şöyle açıkladı:"Türkiyenin milli menfaatlerinin başında güvenliği gelir. Tabii ki, Türkiye, iç ve dış tehditlere karşı kendini koruyacak imkânlara sahip olmak mecburiyetindedir. Dış güvenlik dünya şartlarına, konjonktüre göre değişir. Bazı sorunların kökü, Napolyonun dediği gibi tarihte ve coğrafyadadır. 12 mil sorunu onlardan biridir ve tek başına bir mesele değildir. Yunanistanın karasularını 12 mile çıkarması, Türkiyenin, Çanakkaleden Rodosa kadar bir coğrafyadan, hatta Anadoludan dışarı çıkamaması demektir. Egeye açılamaması, Anadoluya hapsolması demektir. Ayrıca karasuları tek başına bir sorun değildir. Egedeki sorunlar bir paket sorundur. Kıta sahanlığı, FIR hattı gibi ayakları vardır. Bu nedenle Türkiye, Egede 12 mil sorununu her zaman çok önemli saymıştır. Bu, bir devlet politikası ve kararıdır, bütün hükümetler buna uygun davranmış, aynı önemi vermişlerdir." "Anadoluya hapsoluruz" Demirel, 1995 yılında TBMMnin karar almasının Türkiyenin bir kararlılık göstermesi ihtiyacından kaynaklandığını anımsattı ve şu değerlendirmeyi yaptı:"Kararlılık göstermek gerekiyordu. 12 mil konusunun casus belli olması bir devlet kararıydı. Öyle de olması gereken bir konudur. Bugünkü şartlar içinde 12 mil sorununun Türkiyenin milli menfaatlerini tehdit edip etmediğine devlet karar vermelidir. Bu bir yasama faaliyeti değildir. Devlet böyle bir karar verirse o zaman yasama organına başvurur. İhtiyaç varsa o kararına uygun yasama faaliyeti yapılır. Sayın Başkan Arınçın bu konuyu ayaküstü konuştuğunu anlıyorum. Sayın Arınç, TBMM Başkanıdır ve icrai fonksiyonu yoktur. Eğer bu kararın değiştirilmesi gibi bir düşüncesi varsa o zaman gidip mensup olduğu partiye bunu söyleyebilir. Dış siyaseti herkes yapmamalı. O zaman birden fazla karar mercii varmış gibi bir görüntü doğar. Tereddüt yaratır. Çok ciddi bir konudur. Keşke söylemeseydi derim." "Keşke Arınç söylemeseydi" 9. Cumhurbaşkanı Demirel, Irak Devlet Başkanlığına Talabaninin seçilmesiyle ilgili sorumuzu yanıtlarken de şöyle dedi:"Bu kaçınılmazdı. Beklenen bir gelişmeydi. Bence Irak müspet yolda. Tabii, Irakın bu koşullarında bir üniter devlet çıkması mümkün gözükmüyor. Nasıl bir federal devlet çıkacağı sorusu önemlidir. Federal sistem coğrafya esaslı da olabilir, etnik ve dini esaslı da olabilir. Etnik ve dini esaslı federal devletlerin yaşamadıkları, nasıl sorunlarla karşılaştıkları biliniyor. Etnik farklılıklar, dini farklılıklara dayalı devlet yürütmek zordur. Ancak Iraktaki son gelişmeler farklı grupların bir arada yaşama isteğini gösteriyor. Buna gayret gösteriyorlar. Kürtler, Şiiler ve direnişe katılmayan Sünniler bugüne kadar iyi götürdüler, müspet davrandılar. Bu gayreti sürdürmek gerekir." fbila@milliyet.com.tr "Irak müspet yolda"