Demirel'in duruşu...

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Güniz Sokak'taki evinin giriş katındaki salonu Türk siyasi yaşamında özel bir yere sahiptir.
O salon, Demirel'in siyasi mücadele karargahıdır.
Demirel, o salonda, sırtını duvara dayamış durumda, siyah bir çalışma koltuğunda oturur, önündeki alçak ve uzun sehpanın üzerine yığılmış kitaplar, dosyalar arasından konuklarıyla konuşur, sürekli çalan telefona da doğrudan yanıtlar vererek siyaset yürütürdü.
O koltuk Demirel'in 12 Eylül'den geri aldığı koltuktu.
12 Eylül'den sonra partiler kapatılıp mallarına el konulunca, Demirel'in Adalet Partisi Genel Merkezi'ndeki Genel Başkanlık koltuğu da götürülmüştü.
Ancak, Demirel, o koltuğun şahsi malı olduğunu, faturasını ibraz ederek kanıtlamış ve 12 Eylül yönetiminden geri alıp, Güniz Sokak'taki ünlü salonun orta yerine yerleştirmişti.
7 yıllık yasaklılık döneminde, dört duvar arasında o koltukta oturarak mücadele etti. 1991'de seçimi kazandığında yine o koltuğa oturmuş ve o günkü söyleşimizde sonucu şöyle özetlemişti:
- Böyle olmasaydı, tarih yanlış olurdu.
* * *
ÖNCEKİ akşam yine o salondaydık.
O koltuk yoktu... O sepha da, kitaplar da, dosyalar da...
Demirel'e ünlü koltuğunu sorduk:
- Bir yere atmışlar herhalde.
Duvarda asılı iki resmi gazete de kaldırılmış. Demirel'i Zincirbozan'a gönderen kararın yayımlandığı resmi gazete ile referandumla siyasi yasakların kaldırıldığına ilişkin kararın yayımlandığı resmi gazete...
Salon yeni haliyle bir siyasi mücadele karargahı havasında değil. Daha çok o mücadelenin başarılı sonuçlarını yansıtıyor. 7 yıllık yasağın sindiği o dört duvar, şimdi 7 yıllık Cumhurbaşkanlığı'nın güzel anılarını taşıyor.
* * *
DEMİREL'e Güniz Sokak nerede duruyor?
Kendi deyimiyle:
- Halkın kalbinde.
Nasıl?
- Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüce makamıdır. En yüce görevidir. 50 yıllık hizmetimde milletim beni oraya da layık gördü. Ama oradan da yüce olan bir yer vardır ki, o da, halkın kalbidir.
Demirel'in Güniz Sokak'ta o yere uygun bir duruşu var. Gayet özenli ve dikkatli bir duruş. Cumhurbaşkanlığı yapmış olmanın gerektirdiği sorumluluk ve olgunluk içinde yanıtlıyor soruları. Halkın kalbindeki yerini etkileyecek, 7 yıllık başarılı Cumhurbaşkanlığı'nı gölgeleyecek en küçük bir hareketi veya sözü yok. Cumhurbaşkanlığı'nın ağırlığı her köşede hissediliyor.
Demirel'in bu havayla örtüşmeyen ve doğrudan halkın tayin etmediği bir göreve talip olması söz konusu değil...
Güniz Sokağın tek ölçüsü bu görünüyor.




Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr