Çankaya Köşkü'nde, dün,
"Avrupa Günü" nedeniyle yapılan tören, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel için bir anlamda Avrupa temsilcilerine
"veda" niteliğindeydi. Nitekim konuşmasına da bu hava hakimdi.
Cumhurbaşkanı Demirel, Başbakan Ecevit'le birlikte salona doğru ilerlerken gazetecilerin araştırdıkları konu, salondaki bazı davetlilerdi.
Örneğin Diyarbakır Belediye Başkanı, Kürt Enstitüsü Müdürü, Leyla Zana'nın avukatı, alevi dedeleri gibi...
Köşk görevlilerine yöneltilen ortak soru şuydu:
- Bu davetliler, Cumhurbaşkanı Demirel'in konukları mı, yoksa Avrupa Komisyonu Ankara Temsilcisi Karen Fogg'un konukları mı?
Yanıt, Fogg'un konukları olduğu şeklindeydi.
Köşk yetkilileri bu tür davetlerde ev sahibi konumundaki kuruma davetiye kontenjanı tanındığını anımsatıp şu bilgiyi verdiler:
- Biz normal Köşk protokolünü uygularız. Ayrıca davet sahibi kurum da kendi çağrılarını belirler. Onlara boş davetiye verilir. Sanıyorum söz konusu davetliler de Sayın Fogg'un çağırdığı kişi ve kurum temsilcileri.
* * *
CUMHURBAŞKANI Demirel, yabancı misyon temsilcilerinin çoğunlukta olduğu salona hitaben yaptığı konuşmayla bir yandan Avrupa'ya veda ederken, bir yandan da Ankara'nın beklentilerini ve izleyeceği yolu da özetledi.
Demirel,
"Anayasal vatandaşlık zemininde Avrupa kimliği" kavramını öne çıkaran bir konuşma yaptı. Hedefin
"Birleşik Avrupa" olduğunu vurgularken önemli bir uyarıda da bulundu:
1- Avrupa kimliği hiçbir şekilde din temeline dayandırılmamalıdır.
2- Anayasal demokrasiler dayanışması üzerine bina edilmiş ufuktaki Birleşmiş Avrupa, yeni bölünmelere meydan vermemelidir.
Demirel Ankara'ya da üç önemli hedef gösterdi:
1- Türkiye'yi her alanda bir an önce Avrupa çıtasına göre ayarlayın, hayatın her alanını kapsayacak şekilde zihniyet değişikliği gerçekleştirin.
2- Anayasa'nın temel hak ve özgürlüklerle ilgili bölümünü uluslararası taahhütlere mutlaka uyumlu hale getirin.
3- Enflasyon oranını yüzde 2 - 3 aralığına, faizi yüzde 5 - 6 aralığına indirin.
Ve Demirel,
"Buradan tüm Türkiye'ye çağrıda bulunmak istiyorum" diyerek şunu eklemeyi de unutmadı:
"Avrupa Birliği'ne üye olmak bizim özgür irademizde yaptığımız bir tercihtir. Kimse bizi zorla AB'ye tam üye yapacak değildir. Öyleyse, bir yandan AB'ye tam üye olmaya çalışırken, diğer yandan gerçekleştirmek zorunda olduğumuz reformlar konusunda dış baskıdan bahsetme çelişkisinden bir an önce kurtulun."Demirel, bu mesajlarla Avrupa temsilcilerine veda ederken,
"ilk hedefin Avrupa" olduğunu ısrarla vurguladı.
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr