Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Başbakanlık'ta 13 saat süren toplantıda döviz kurunun serbest bırakılması ve geçilen yeni sistemin gerektirdiği ek önlemlerin belirlenmesine ilişkin kararlar neler ve etkileri ne olacak?
Hazine'den Sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal, dünkü görüşmemizde mevcut durumu, alınan ve alınacak yeni kararları değerlendirdi.
Önce bu kararlara neden gerek duyuldu?
Bakan Önal, siyasi gerginlikle ilgili tartışmaların geride kaldığını vurgulayarak, ekonomik ve mali gerekçeleri şöyle sıraladı:

* Sistemde değişikliğe gitmemiz gerekliydi. Enflasyon ve döviz kurunun birbirine yakın seyretmesi hedefi gerçekleşmedi. Enflasyon geriden gelmeye başladı. Fark açıldı. Bu da Türk Lirası'nda aşırı değerlenmeye neden oldu. Bu nedenle döviz kurunun serbest piyasaya bırakılması gerekliydi.
- Bu noktaya neden gelindi?
* Bizim asıl sorunumuz yabancı kaynaktı. Programa başlarken varsayımlardan biri yabancı kaynak geleceği yönündeydi. Ancak öngördüğümüz kalıcı yabancı sermaye gelmedi. Bu açığın iç tasarruflardan karşılanması gerekiyordu ama Türkiye'nin sorunu zaten iç kaynak azlığı. Bu nedenle de sıkıntı doğdu.

- Döviz kurunun serbest bırakılması istikrar programı açısından ne anlama geliyor? Dövizin hızla yükselmesi bekleniyor mu?
* Program hedeflerinde yeni bir düzenlemeye gidilecek elbette. Biz zaten bu sisteme geçecektik. Ancak ara aşamalar olacaktı. Şimdi bu ara aşamaları kaldırmış olduk. Temmuzda döviz kuru için bant uygulamasına gidilecek, 2002 yılında da dalgalanmaya geçilecekti. Şimdi bu öne çekilmiş oldu. Bununla birlikte örneğin enflasyon hedefinde yenileme yapılacak. Yüzde 12 olarak belirlenmişti, bu yüzde 25'i geçmeyecek şekilde yeniden belirlenecek. Döviz kuru serbest bırakıldı ama Merkez Bankası rezervi olağanüstü yükselmeleri önleyecek güçte. Merkez Bankası'nın 25 milyar dolar civarında dövizi var. Her türlü talep karşılanacağı için çok anormal yükselmeler olmaz.

- Döviz kurunun serbest bırakılmasının yanında ne gibi ek önlemler devreye girecek?
* Biz iki temel uygulamayı gerçekleştireceğiz. Birincisi özelleştirmeler, ikincisi yapısal düzenlemeler. THY, Telekom gibi kurumlar dahil özelleştirme hızla sürdürülecek. İkinci olarak yapısal düzenlemeler yapılacak. Örneğin bireysel sigorta yasası. Bu yasa çıktığında bireysel sigorta uygulaması başlayacak. Örneğin ayda 100 dolarlık bir tasarruf bireysel sigortaya verilebilirse, Türkiye önemli bir kaynağa kavuşacak. Mali piyasalar derinleşecek.
Örneğin Türkiye'de 10 milyon kişi bireysel sigorta sistemine katılırsa ayda 1 milyar dolar, yılda 12 milyar dolarlık bir kaynak ortaya çıkacak. Batı ülkelerinde bu tür kurumsal ve bireysel tasarruflar en önemli kaynakları oluşturur. Bunu gerçekleştirebilirsek o zaman mali piyasaların derinleşmesi sağlanacak ve marjinal girdiler veya siyasi haberler piyasaları bugün olduğu gibi etkileyemeyecek. Mali piyasaların derinleşmesinden kasıt budur.

Bakan Önal, mali piyasaların kısa süre içinde dengeye ulaşacağını ve sistemin oturacağını vurguluyor. Merkez Bankası kaynaklarının sistemi oturtmaya uygun ve yeterli olduğunu söylüyor.
Bakan Önal ayrıca, IMF ile uyumsuzluk bulunmadığını ve bu durumun IMF'nin dış piyasalara olumlu telkinde bulunması sonucunu doğurduğuna dikkat çekerek, Türkiye'nin düşürülen notunun kısa sürede yükseltileceğini de belirtiyor.
Bakalım yeni hedefler ve yeni sistem ekonomik programa nasıl bir çehre kazandıracak?

- Mali piyasalardaki krizlerin genellikle kamu bankalarından kaynaklandığı öne sürülüyor. Kamu bankalarının durumu nedir? Bu bankalarla ilgili ne gibi önlemler alınacak?
- Üç kamu bankası Ziraat, Halk ve Emlakbank'ın borç piyasası içinde olmaları ve talepleri faizleri yükselten unsur. Buna Fon'daki bankaları da katmak gerekir. Bizim düşüncemiz bu üç bankayı borçlanma piyasasından çekmek. İlk adım olarak üç bankayı bir yönetim kuruluna bağlamayı planlıyoruz. Nasıl Fon'daki bankalar birleştirildiyse, biz de bu üç bankayı tek yönetime vermeyi düşünüyoruz. İkinci aşamada da kamu bankalarının yapısında düzenlemeye giderek borç piyasasından çekilmelerini sağlayacağız. Böylece faizi yükselten önemli bir unsuru ortadan kaldırmış olacağız.

- Bankalardan para çekilemediği, aktarma yapılamadığı, bankaların, mudileri geri çevirdiği haberleri geliyor. Bu sorun neden kaynaklanıyor ve nasıl aşılacak?
* Bu sıkışıklık aşıldı, diyebiliriz. Merkez Bankası'nın Türk Lirası limitleri ve önceki gün bankaların birbirlerine olan taahhütlerini yerine getirmemelerinden kaynaklandı. Ancak yeni sisteme geçildiği için Merkez Bankası limitleri de değişti. Merkez Bankası, Türk Lirası taleplerini karşılamaya başladı. Bilgisayar aracılığıyla bankalara dağıtım yapıldı. Bugün bir sorun yaşanacağını sanmıyorum.

- Yeni geçilen sistemde istikrar programı açısından değişiklik ne olacak?
* Hedeflerin yenilenmesinin yanı sıra, kur hedefine dayalı olan sistem enflasyon hedefine dayalı hale gelecek. Merkez Bankası enflasyon hedefini esas alan bir para politikası izleyecek. Başta faiz olmak üzere bütün para politikası araçlarını enflasyon hedefini gözeterek kullanacak.