"Hayır" diyor Başbakan Ecevit,
"Ben kimseyi kurtarmadım. Hükümetim de kurtarmadı."
Ekliyor:
"Sayın Erbakan kendisi ile ilgili bir hassasiyet olduğu için öyle bir yorum getiriyor."
Ecevit'e göre,
"Erbakan kurtulmuş veya kurtarılmış" değil...
Başbakan Ecevit dünkü görüşmemizde,
"Benim Anayasa anlayışıma göre Sayın Erbakan'ın yasağı sürüyor" dedikten sonra şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Siyasi Partiler Yasası'nda Sayın Erbakan'
la ilgili yapılmış bir düzenleme yok. Yapılan, 1995 Anayasa değişikliklerinden sonra hazırlanan uyum hükümlerinin yasalaşmasıdır. Bu hazırlık Refah Partisi'nin kapatılmasından, Sayın Erbakan'
ın yasaklanmasından çok önce yapılmıştı ve aynen yasalaştı. Herhangi bir ek veya değişiklik yapılmadı."
Ecevit'in yaklaşımını benimseyenlere göre, Erbakan, Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa'ya göre beş yıl süreyle yasaklandı. Anayasa'nın 69. maddesine göre yasaklandı, 84. maddesine göre de milletvekilliği düştü. Bu nedenle de Siyasi Partiler Yasası'nda yapılan düzenleme ile bu yasağının kalkması sözkonusu değil.
Başbakan Ecevit, Siyasi Partiler Yasası'ndaki değişikliğin asıl amacının siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılması olduğunu söylüyor.
"Öteden beri" diyor, "yöneticilerinin işlediği suçlar nedeniyle partilerin kapatılmasını doğru bulmam."
Devam ediyor:
"Kaldı ki parti kapatmanın çözüm olmadığını düşünüyorum. İşte, Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, HEP, DEP örnekleri. Yöneticilerin yasalara aykırı faaliyetleri yüzünden bir partinin kapatılması ve bütün üyelerinin cezalandırılması doğru değil."
Ecevit, bu yaklaşım içinde "odak" olma halini Siyasi Partiler Yasası'nda tanımladıklarını ve böylece siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştırdıklarını vurguluyor.
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr