Bu yönüyle DSPnin 6. Olağan Kurultayı tarihi bir nitelik taşıyacak...Bülent Ecevit, Türkiyenin yetiştirdiği önemli siyaset ve devlet adamlarımızın en önde gelenlerinden biri olarak, Türk siyasi tarihinde hak ettiği yeri alacaktır. Türkiyeye, Türk siyasetine ve Türk soluna katkıları unutulmayacaktır. Ülke ve ulus çıkarları söz konusu olduğunda her zaman devlet adamlığı siyaset adamlığının önünde gelen, dürüst, entelektüel düzeyi yüksek, mütevazı, nazik, saygın kişiliğiyle; ülke, bölge ve dünya sorunlarını isabetli öngörüleriyle önceden görüp çözüm önerileri geliştirebilen örnek bir karizmatik lider olarak boşluğu kolay doldurulamayacaktır.Ecevit ve DSP, bir siyasi başarı öyküsüdür...Kökleri CHPnin kapatılmadan önceki dönemine kadar giden bu öykü, 12 Eylül 1980 sonrasında başlar...12 Eylül, dört lideri siyasi olarak tarihe gömmek istemiştir: Ecevit, Demirel, Erbakan ve Türkeş...Bu dört lider de 12 Eylülün attığı kuyudan çıkmayı başarmış, Alparslan Türkeş hariç, diğer üçü başbakanlık koltuğuna yeniden oturmuşlardır. Demirel, başbakanlık görevini sürdürürken cumhurbaşkanı seçilmiştir.Bu dört başarı öyküsünden Ecevitinki, diğer üç liderinkinden önemli farklılıklar gösterir...Demirel, Erbakan ve Türkeş, 12 Eylül sonrası çıkışlarında eski partileri, eski ideolojileri ve eski kadrolarıyla bıraktıkları yerden, bıraktıkları yöntemlerle siyasete devam etmişlerdir. Ancak Ecevit öyle değildir.12 Eylül sonrasında eski partisi, eski kadroları, eski ideolojisiyle değil, yeni partisi, yeni kadroları ve yenilenmiş ideolojisiyle yeniden siyasi mücadeleye girmiştir. 12 Eylülden sonra sıfırdan başlayan tek liderdir. Bu yönü, Ecevit ve DSPyi diğerlerinden ayırır. Yeniden ve sıfırdan başlayarak başbakanlığa kadar yeniden yükselmiştir.DSP, Bülent Ecevitin, CHP liderliğinin son döneminde geliştirdiği, ancak CHPde yaşama geçirme olanağı bulamadığı, demokratik sol anlayışının ayrı parti olarak örgütlenmiş halidir.Ecevit, DSPyi CHPdeki son dönemlerinde geliştirdiği, Marksist kökene dayanmayan, Avrupa merkezli soldan ayrı; Türkiyenin tarihi, sosyoekonomik ve sosyokültürel koşullarını esas alan yeni bir sol yorumla oluşturmuştur.Bu yaklaşımın temel özellikleri; katı devletçiliği reddetmesi, özel sektör tekelciliğine de devlet tekelciliğine de karşı olması, ekonomik gücün pazar ekonomisi içinde tabana yayılmasını savunması; din ve laiklik konusunda inançlara saygılı bir laiklik anlayışı benimseyerek, laikliğin ödünsüz olarak korunmasını, bu yapılırken bir yandan da inanç, din ve ibadet özgürlüğüne içten saygı gösterilmesini benimsemesi; ülke ve ulus bütünlüğünü esas alan, etnik sorunlara Atatürkün milliyetçilik anlayışıyla yaklaşan ulusalcı bir sol çizgiyi savunmasıdır.Bu genel siyasi yaklaşıma, siyasetin ticaret aracı olarak görülmemesi, iktidar olanaklarının partizanlık, kayırmacılık, kendine bağımlı zengin yaratma, ihale, rant dağıtma aygıtı gibi algılanmaması, akçalı konularda şaibeli işlemler yapılmaması, yolsuzlukla etkili mücadeleye girişilmesi, kişisel veya ailesel çıkar sağlanmaması, ülke, ulus, kamu çıkarının, parti ve kişisel çıkarın önünde tutulması gibi ilkeleri de eklemek gerekir.Ecevit öğretisi denilen budur...DSPnin en büyük gücünü, bu çizgiyi oluşturan ve özenle koruyan karizmatik bir lider olarak Ecevitten aldığı bir gerçektir. Bugün yapılacak kurultayla DSPde de karizmatik lider dönemi sona erecek.DSPlilere düşen görev, Ecevit sonrasında da bu öğretiyi yaşatabilmek, bu çizgiyi yeniden yükselişe geçirebilmektir.DSPnin 3 Kasım 2002 seçimlerinde uğradığı başarısızlığın iki temel nedeni vardır: Birincisi iki büyük ekonomik kriz yaşanması; ikinci ise Ecevitin sağlık sorunları nedeniyle başbakanlığı ve liderliği yürütemeyeceği yargısının kamuoyuna yerleşmesidir. Yukarıda özetlediğimiz siyaset anlayışı ve çizgisi değildir.DSPlilerin unutmaması gereken budur... fbila@milliyet.com.tr Bülent Ecevit, DSPnin bugün yapılacak 6. Olağan Kurultayında genel başkanlık görevini bırakarak, 50 yıla yaklaşan aktif siyaset yaşamını bir anlamda noktalayacak. Eşi Rahşan Ecevit de genel başkan yardımcılığı görevinden ayrılacak...