Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ABD'nin, Afganistan'ı hedef göstermesinden sonra nasıl bir yol izleyeceği henüz bilinmiyor. Bölgede askeri gücünü artırmaya yönelen ABD'nin, Taliban yönetimine söylediği, "ya Ladin'i verirsiniz ya da sonuçlarına katlanırsınız" biçiminde özetlenebilir.
Şimdi bütün dünya ABD'nin ne yapacağını merakla bekliyor.
Bu arada Ankara ne yapıyor?
Ankara'nın pasif kaldığı yönündeki eleştirilerin yanı sıra, Başbakan Ecevit'in ne düşündüğü, ABD ile nasıl temas edildiği, ABD'ye neden gidilmediği gibi sorular da sık sık gündeme getiriliyor.
Başbakan Ecevit, bütün bu soruların yanıtını CNN - Türk Genel Müdürü Taha Akyol'a verdi. Taha Akyol'un, CNN - Türk'teki "Eğrisi Doğrusu" programına konuk olan Başbakan Ecevit'in verdiği yanıtlarda hem Ankara'nın sanıldığından daha ağırlıklı biçimde devrede olduğu, hem de ABD Başkanı Bush'a sorunun çözümüyle ilgili uygulanabilir bir model öneren tek başkentin Ankara olduğu anlaşıldı.
Ecevit'in, ABD Başkanı Bush'a önerisini şöyle özetleyebiliriz:
"1- ABD dışarıdan bir müdahale ve işgal yerine, Afganistan'ın kuzeyindeki muhalif güçleri harekete geçirmelidir.
2- Kuzeydeki muhalif güçler desteklenerek Taliban yönetiminin değişmesi sağlanabilir.
3- Dışarıdan yapılan askeri müdahale ve işgalin başarılı olamadığı daha önceki deneyimlerde ortaya çıkmıştır."
Başbakan Ecevit, başta General Raşit Dostum olmak üzere Afganistan'ın kuzeyini kontrol eden muhalif güçlerin askeri açıdan da desteklenerek sonuç alınabileceği kanaatinde.
Ecevit, açıkça Afganistan'daki Taliban yönetiminin çağdışı olduğunu belirterek, bu yönetimin mutlaka değişmesi gerektiğini de vurguladı. Önerilen modelin uygulanması halinde Afganistan'da başlayacak olan mücadelenin bir iktidar değişikliğiyle sonuçlanabileceği mesajı verdi.
Peki Türkiye bu modelin uygulanması konusunda ne yapabilir?
Ecevit, bu sorunun yanıtını da açıkladı...
Türkiye'nin Afganistan'nın tümünde ve özellikle de kuzeyinde çok iyi istihbarat aldığını, bölgeyi çok iyi izlediğini vurguladı. Türkiye'nin bölgeye asker göndermesinin çok zor olduğunu, ancak, istenmesi halinde askeri eğitim yaptırabileceğini kaydetti.
Ecevit'in bu sözlerinin anlamı, Afganistan'daki muhalif güçlere Türkiye'nin askeri eğitim vermesi, onları hazırlamasıdır. Türkiye'nin kuzeydeki Türkmen, Özbek ve Tacikler üzerinde önemli bir ağırlığı olduğu da düşünülürse, ABD'nin vereceği destekle sonuca varılabileceği söylenebilir.
Bu model, ABD'nin salt intikam duygularıyla Afganistan'ı bomba yağmuru altında tutmasından, sivillerin ölümüne yol açacak genel bir harekat gerçekleştirilmesinden çok daha doğru olduğu açıktır.
Başbakan Ecevit'in önerisinin başta Genelkurmay olmak üzere arka arkaya yapılan güvenlik zirvelerinde varılan ortak bir sonuç olduğunu ifade etmek yanlış olmaz. Askerlerin de bu modeli yeğledikleri söylenebilir.
Bu modeli Afganistan çoğrafyası ve sosyolojik yapısında uygulayabilecek olan iki ülke ABD ve Türkiye'dir. Amaç öç almak değil, terör kaynaklarıyla mücadele etmek ise böyle bir hareketle Afganistan'ın daha çağdaş bir yapıya kavuşmasına da yardımcı olacaktır.
Ecevit'in yaptığı açıklamalar ve dile getirdiği müdahale modeli, yeterince gürültü çıkarmadığı için eleştirilen Ankara'nın, aslında ABD'ye somut öneride bulunan ve askeri eğitim başta olmak üzere yine somut vaatte bulunan tek başkent olduğunu gösteriyor.
Genel ve kontrolsüz bir askeri müdahalenin yol açacağı sonuçlar düşünüldüğünde Washington'un, Ankara'nın önerisi ve uyarısını dikkate almasında büyük fayda olduğu açıktır...