Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fikret BİLA

"İNŞALLAH" diyor Ecevit, "bizden sonraki hükümetler de, en az bizim kadar duyarlı olurlar, din eğitimi ve öğretimi konusunda yasal boşluk istismar edilmez."
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, Kesintisiz Sekiz Yıllık Eğitim Yasası'ndan çıkarılan ve din eğitimini düzenleyen ünlü 4. maddenin "yönetmelik değişikliği"ne taşınmasını böyle yorumluyor.
Boşluğun yönetmelikle doldurulmasının göreceli olarak "olumlu" olduğunu belirten Ecevit, yine de konunun yasayla düzenlenmesinden yana.
Bülent Bey şöyle diyor:
"CHP'nin 4. maddeye neden itiraz ettiğini hala anlayabilmiş değilim. Din eğitimi, öğretimi ve Kuran kurslarının Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet'in denetiminde ve yasa koruması altında verilmesine neden itiraz edilir? Biz yasal boşluğu yönetmelikle doldurduk. Ama bir başka hükümet yönetmeliği yeniden değiştirebilir. Boşluğu istismar edebilir. Anayasa'nın 24. maddesinin ikinci kısmında, `Zorunlu dersler dışında din eğitimi ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin talebine bağlıdır' diyor. Anayasa vatandaşa böyle bir talep hakkı, devlete de gözetim ve denetim görevi vermiş. Bu husasların yasayla düzenlenmesi kadar doğal ne olabilir?"
Bülent Bey, CHP'nin bazen "sırf itiraz etmiş olmak için" itiraz ettiğini de vurgulayarak şu örneği veriyor:
"Sekiz Yıllık Temel Eğitim Yasası'nın 5. maddesine de çok yararlı bir madde eklemiştik. CHP'nin katkısıyla o da çıkarıldı. Bu hükümle, din eğitim ve öğretimi dışında, çocukların becerileri, ilgi alanları ve eğilimlerine göre temel eğitimi aksatmayacak biçimde ek ders uygulaması öngörülüyordu. Resime, müziğe, matematiğe, marangozluğa, hangi alana ilgi duyuluyorsa, hangi alanda becerileri varsa çocuklara o alanda ek ders olanağı verilecekti. CHP bunu da engelledi. Bu tavrın da nedenini anlayabilmiş değilim. Sırf muhalefet olsun diye, sırf itiraz etmiş olalım diye tavır alınmaz."
CHP lideri Baykal ise, Bülent Bey'in eleştirisine karşılık, din eğitimi ve öğretimi konusunda yasal boşluk doğmasından yana olmadıklarını vurgulayarak şu yanıtı veriyor:
"Bizim itirazımız temel eğitim yasasına din eğitimi ve Kuran kurslarının monte edilmeye çalışılmasıdır. Bu konunun çağdaş temel eğitim yasasında yeri yoktur. Eğer bir yasa gereksinmesi varsa bu konu temel eğitim yasasından ayrı bir yasa olarak düzenlenebilir. Hükümet böyle bir çalışma yapıp getirirse değerlendiririz. Ancak, bir siyasi kompleks içinde, bir ödün anlayışı içinde konunun temel eğitim yasasına monte edilmesine karşı çıktık."
Bülent Bey ise ayrı bir yasa çalışmasıyla konunun yeniden tartışılmasını zamanlama olarak doğru bulmuyor. Toplumu geren bu konunun temel eğitim yasasıyla birlikte çözülmüş olmasının daha kolay olduğunu, ancak, bu olanağın değerlendirilmediğini vurguluyor.
Ünlü 4. madde boşluğu yönetmelik değişikliğiyle şimdilik giderildi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açtığı kursların hukuki çerçevesi uygulama ve denetim açısından belirlendi. Tabii bir de Diyanet dışındaki kurslar var. Bakalım uygulama ne tür sorunlar çıkaracak?

Yazara EmailH.Bila@milliyet.com.tr