Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Başbakan Bülent Ecevit'in "isyanı", iki günde bir atmak zorunda olduğu yüzlerce imza...
       Ecevit, ayağa kalkarak makam odasındaki iki masa arasındaki mesafeyi gösteriyor:
       - Bu iki masa arasında tahminen 7 metre mesafe var. Ama ben imza atmaktan, bir masadan öbürüne bir buçuk saatte geçemiyorum. Hem hükümetin, hem Meclis'in çok süratli çalışması gerektiği düşünülürse, imza için kaybettiğimiz zamanı siz hesaplayın.
       Başbakan, masasında dağ gibi yığılmış imzalanacak evrakların konulduğu dosyaların arkasına geçiyor:
       - Bunların çoğu bir başbakanın imzalamaması gereken belgeler, ama bizim mevzuatımız öyle ki, birçok belgeyi benim veya Sayın Cumhurbaşkanı'nın imzalaması gerekiyor.
       Başbakan, imza dosyalarından birini çekiyor ve "örneğin" diyor:
       - Bir asteğmenin teğmenliğe terfi etmesine dair karar. Bunu benim imzalamam gerekiyor. Oysa bunun başbakanla ne ilgisi var? Ben ne tanırım asteğmeni, ne bilirim teğmenliği? Şimdi ben bunu imzalayınca asteğmenin teğmenliği için kefil oluyorum. Sorumluluk taşıyorum. Böyle bir karar, ilgili kurumunda sonuçlandırılması gereken bir karardır.
       Başbakan eline aldığı bir diğer dosyadan başka bir örnek veriyor:
       - Bir uzman doktorun ücretsiz izninin uzatılmasına dair karar. Bunu benim Başbakan olarak imzalamam gerekiyor. Buyrun!
       Bir başka örnek daha:
       - İki köy arasındaki sınırın yeniden belirlenmesine dair karar. Bunu da benim imzalamam gerekiyor.
       Bir başkası:
       - Ataşe yardımcısı atanmasına dair karar. Yine başbakanın imzalaması gerekiyor.
       İşte en yaygın örnek:
       - Bakanlıkların il müdürlerinin atanmalarına dair onlarca karar. İl müdürlerinin atanmasını da başbakanın imzalaması gerekiyor.
       "İşte bürokrasi, işte zaman kaybı" diyor Ecevit ve devam ediyor:
       - Bu tür belgelerin başbakan veya cumhurbaşkanı tarafından imzalanmasının başka sakıncaları da var. Sorumluluk ortadan kalkıyor. Benim bu belgeleri inceleme olanağım yok. İki günde bir yüzlerce imza atıyorum. Oysa ilgili kurumunda, yeterli düzeydeki sorumlular tarafından imzalanması gereken belgeler bunlar.
       "Şimdi" diyor Başbakan, "Bir karar aldık, inceleme yaptırıyoruz, başbakan tarafından imzalanması gereken belgeleri ciddi bir ayıklamadan geçireceğiz ve makul bir düzeye indireceğiz."
       "Ayrıca" diyor:
       - Bürokrasiyi en aza indirmek, yetki - sorumluluk dengesini kurmak için bir idari reform yapmamız şart. Bu imza ayıklaması da idari reformun önemli bir adımını oluşturacak.
       Başbakan'ın önünde imza bekleyen yüzlerce evrak "aşırı merkeziyetçi" devlet yapısının ve zaman savurganlığının en somut kanıtı...
       Biz veda ederken, Başbakan Ecevit, "işte halimiz" diyerek, masasına geçiyor ve gülerek başlıyor imzalamaya:
       Uzman doktorun ücretsiz izninin uzatılması...
       Asteğmenin teğmen olması...
       İki köyün sınırının şuradan geçmesi...
       İl müdürlüğüne şunun atanması...
       Başbakan'a, "Allah kolaylık versin" deyip çıkıyoruz...



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr