Milli Güvenlik Kurulu çıkışında Başbakan Bülent Ecevit ile konuşuyoruz.
İlk sorumuz, Sağlık Bakanı Osman Durmuş'la ilgili:
- Sağlık Bakanı Durmuş'un açıklamaları tepkilere yol açtı. Siz de kendisiyle konuştunuz. Değerlendirmeniz nedir?
- Sanıyorum Sayın Bakan'ın üslubundan kaynaklanan bir sorun oldu. Özellikle Amerikalılar'ın hastahane gemileriyle ilgili kırıcı bir üslup kullandı. Ben kendisine telefon ettim, `ABDliler'in gemilerine ihtiyacımız yok mu' diye sordum. O da durumu izah etti ve üsluptan kaynaklandığı anlaşıldı. Bu bakımdan bir sorun kalmadı. Hükümet düzeyinde bizimle ilgili olarak veya bize yansıtılmış bir problem yok.
- Sayın Durmuş'un açıklamalarını tatmin edici buldunuz mu?
- Sayın Durmuş bilgi verdi. Sağlıkla ilgili durumun iyi olduğunu, kapasitenin uygun olduğunu, boş yatak bulunduğunu, yeterli sayıda doktorun yoğun şekilde çalıştığını ifade etti ki bunları ben de gözledim. Sayın Durmuş'un vurgulamak istediği, sanıyorum sağlıkla ilgili hizmetlerin bu durumuydu.
Başbakan Ecevit, Milli Güvenlik Kurulu ile ilgili sorumuzu yanıtlarken de şu bilgiyi veriyor:
- Gündem bütünüyle deprem felaketiydi. Generaller, bilgi verdiler, gözlemlerini ve yaptıklarını anlattılar. Çok verimli bir toplantı oldu.
Başbakan Ecevit'e, tartışılan sıkıyönetim konusunu da sorduk:
- Genelkurmay Başkanı Sayın Kıvrıkoğlu'nun açıklaması, `asker sıkıyönetim istedi' şeklinde yorumlandı. Böyle bir talep oldu mu?
- Bakanlar Kurulu'nda bütün seçenekler konuşuldu. Elbette o arada askerlerle de konuşuldu, değerlendirildi. Ancak askerlerden böyle bir teklif ve ısrar sözkonusu olmadı. Bakanlar Kurulu da Afet Yasası yetkilerini ve afet bölgesi ilanını yeterli gördü.
* * *
Bakanlar Kurulu önceki günkü toplantısında Meclis'e bir yetki yasası tasarısı sevkediyor.
Vergi ve hürriyeti kısıtlayıcı cezalar gibi yasa gerektiren konular dışında deprem nedeniyle gerekli görülen tüm konularda hükümete yasa hükmünde kararname çıkarma yetkisi talep ediliyor.
* * *
Bakanlar Kurulu'nda Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in şu önerileri genel kabul görüyor:
Kısa vadede yapılacak işler:
* Afet bölgesinin ikiye ayrılması.
* Birinci bölge olarak İstanbul, Bolu, Bursa, Eskişehir'de evlerini kaybeden veya ağır hasara uğrayanlara kira yardımı yapılması ve kiralık evlere iskan edilmeleri.
* İzmit, Adapazarı ve Yolava'daki depremzedelerin Kasım ayına kadar çadırkentlere ve kamu misafirhane ve kamplarına yerleştirilmesi, kış aylarında ise prefabrik konutlara geçirilmesi.
Uzun vadede yapılacak işler :
* Zaman yitirilmeden Dünya Bankasına ve Avrupa İskan Fonu'na başvurulması.
* Dünya Bankası'ndan sağlanacak kredi ile afet bölgesinde altyapı ve resmi binaların yapılması.
* Avrupa İskan Fonu'ndan sağlanacak kredi ile de kesin iskana dönük yeni yerleşim birimlerinin kurullması.
Bakanlar Kurulu bütün bu uygulamaları "Umumi Hayata Müessir Afetler Kanunu"nun tanıdığı yetkilere dayanarak yürütecek.
Sözkonusu kanunun afet bölgesi valilerine tanıdığı yetkilerin olağanüstü hal bölge valisi ile aynı olduğu saptaması yapılıyor. Buna göre OHAL valilerinin asayişle ilgili olarak kullandıkları yetkilerin tamamını afet bölgesi valileri de afetle ilgili olarak kullanabiliyorlar. Bunlar arasında, 18 - 60 yaş arasında herkesin çalıştırılabilmesi ve Genelkurmay'dan ikinci bir emir üretmeye gerek kalmaksızın askeri güç ve olanakların da kullanılması yetkisi de bulunuyor.
Hükümet bu yetkileri yeterli görüyor.
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr