BAŞBAKAN adayı Yalım Erez'e soruyoruz:
- Hükümeti oluştururken yaklaşımınız ne olacak?
- Türkiye'nin bugün en büyük ihtiyacı, uzlaşma ve istikrardır. Bu nedenle hükümeti oluştururken büyük uzlaşma arayacağım. Hem Meclis'te büyük uzlaşma, hem toplumda büyük uzlaşma. Yaklaşımım bu olacak.
- Fazilet Partisi'ni hükümete katılmaya davet edecek misiniz, yoksa Faziletsiz bir model mi düşünüyorsunuz?
- Şimdiden kesin sınırları çizilmiş, peşin bir hükümet formülüm yok. Ama mümkün olduğu kadar geniş tabanlı bir hükümet oluşturmaya çalışacağım.
- Hükümeti kurmayı başarırsanız öncelikleriniz ne olacak?
- Birinci görevimiz Türkiye'yi l8 Nisan'da sağlıklı ve demokratik bir seçime götürebilmek olacak. Sanıyorum bizden öncelikle beklenen bu. Ama, elbetteki Türkiye'nin önemli sorunları da hükümetin gündeminde olacak. Alınması gereken kararlar alınacak ve günü gününe uygulanacak. Geniş bir uzlaşmaya dayalı hükümet oluşturabilirsek bunun sağlayacağı istikrar ortamında Türkiye'nin sorunlarına dönük kararlar da rahatlıkla alınıp uygulanabilir.
- Hangi önceliklerle işe başlayacaksınız?
- Türkiye'nin içte ve dışta önemli sorunları var. Ulusal sorunlarda devlet ve millet esasıyla saptanan politikalar, elbette devam edecek. Önemli bir sorun da ekonomide yaşanan daralma. Ama, Türkiye'nin bu sorunu aşabilecek güçte olduğuna inanıyorum. Sorunun esası dünyadaki krizin yansıması ve finansal sektörü etkilemesidir. Eğer finans alanında doğru ve hızlı karar alınırsa sorun çözülür. Örneğin, Türkiye'den kısa süre içinde 5 - 6 milyar dolar dışarıya kaçtı. Bu parayı fazlasıyla Türkiye'ye getirecek önlemlere yönelmek ve krizden en fazla zarar gören sektörleri desteklemek gerekir.
Erez'in ilk günkü yaklaşımı böyle...
Erez, güvenoyu alabilecek bir hükümeti kolayca oluşturabilir mi?
Anasol - D hükümetinin içinden bir bakan olarak ANAP ve DSP'nin desteğini alacağı anlaşılıyor. Erez'in Refahyol'un yıkılması ve ANASOL - D'nin kurulmasındaki belirleyici sayılabilecek işlevi anımsanırsa, bu iki partiden tam destek alacağını kolayca söyleyebiliriz.
Ancak, ANASOL - D hükümetini düşüren muhalefet partileri açısından aynı şeyi söylemek zor.
Nitekim, DYP'nin ağırlıklı isimlerinden Nahit Menteşe'nin verdiği ilk tepki pek olumlu değil:
"Sayın Erez, DYP ile kavgalı bir isimdir. Bilmiyorum bu kavgayı nasıl izole edecek. Bu bakımdan DYP'de çok sıcak karşılanacak bir isim değil. Ayrıca biz görevlendirme sırasının Sayın Çiller'de olduğunu düşünüyor ve savunuyorduk. Hala da öyle düşünüyoruz. Partiler demokrasinin gereği ve teamüller çerçevesinde bir liderin görevlendirilmesiydi. Ve sıranın da Sayın Çiller'de olduğu biliniyordu."
DYP lideri Çiller, görevin kendisine verilmesi gerektiğinde ısrarını sürdürüyor. Lider dışındaki görevlendirmelere karşı olduğunu vurgulamıştı. Ayrıca, Erez'in DYP'den Refahyol hükümetini yıkarak ayrılması ve bu parti içinde etkin bir isim olması da Çiller cephesinden destek almasını zorlaştıracak unsurlar.
CHP lideri Baykal da "Erez tercihi"ne pek sıcak yaklaşmıyor. Dün, bu konudaki sorumuzu yanıtlarken oldukça ihtiyatlı konuştu:
"Karşılayacağımız yaklaşımı henüz bilmiyoruz. Eğer, eski hükümeti yeniden oluşturma gayreti içinde bir yaklaşım gösterirse, bu bizim tavrımızı olumlu yönde etkilemez."
Fazilet Partisi lideri Recai Kutan ise tavırlarının karşılaşacakları teklife bağlı olduğunu söylüyor. Kutan, hükümete girme teklifi almaları halinde, Anayasa'nın seçim hükümeti için öngördüğü ölçüler gereği, partisine 10 veya 10'a yakın bakanlık verilmesi gerektiğini söylüyor. 10'un çok altında bir teklifi kabul etmeyeceklerini, böyle bir durumda veya hükümete girme teklifi almamaları halinde kendilerinden destek beklenmesinin de gerçekçi olmayacağını vurguluyor.
İlk tepkilere bakıldığında Erez'in işi de kolay görünmüyor.
Yazara E-Posta: f.bila@milliyet.com.tr