Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       BAŞBAKAN Mesut Yılmaz'ın dili "seçim" demeye varmıyor.
10 aylık hükümetinin icraatını dünkü basın toplantısında özetlerken, 2000 yılına kadar uzanan hedefleri de özenle vurguluyor Yılmaz...
"Enflasyon" diyor, "1998'de yüzde 50, 1999'da yüzde 20, 2000'de yüzde 3."
"Uzaya"
diyor, "1B ve 1C uydularını fırlatmıştık, 1999'da 2A uydusunu, 2000 yılında da 4. uyduyu fırlatacağız."
İhracat, toplu konut, havalimanları, otoyollar, barajlar, köprüler sayıp döküyor Başbakan... Her proje 2000 yılına kadar uzanıyor.
Ama, beklediği soru geç kalmadan geliyor:
"Sayın Baykal'la yaptığınız görüşme ve erken seçim tarihi..."
Başbakan Yılmaz, sağında oturan Yardımcısı Bülent Ecevit'e ve solunda DTP'yi temsilen oturan Devlet Bakanı Rıfat Serdaroğlu'na bakıp, gülümsedikten sonra şu yanıtı veriyor:
"Hükümetimizin gündeminde bir erken seçim yok. Biz Türkiye'nin seçime ihtiyacı olduğunu düşünmüyoruz. Ama, hükümetimizi destekleyen CHP, bu desteğin sürekli olmadığını ve seçim şartına bağlı olduğunu gündeme getiriyor. Bizi 1999 yılında seçim planlamasına zorlayan tek unsur CHP'dir. Sayın Baykal dönem sonuna kadar destek güvencesi vermiyor."
Başbakan Yılmaz, CHP lideri Baykal'ın talebi olmasa, 1999'da da seçime gitmeyi düşünmediklerini vurguluyor. Ve ekliyor:
"Sayın Baykal'ın ısrar ettiği husus 1999'da yapılacak erken seçimin tarihinin belirlenmesi ve ilan edilmesidir. 1998 yılında erken seçime zorunluluk olmadığı konusunda kendisiyle mutabakata vardık. 23 Nisan'da yapacağımız görüşmede konuyu yeniden gözden geçireceğiz."
Yılmaz, Baykal'ın eğiliminin erken genel seçimin 1999 Mart'ında yapılacak yerel seçimlerle birlikte yapılması yönünde olduğunu da sözlerine ekliyor.
Böylece erken seçimin Mart 1999'da yapılması olasılığının çok güçlü olduğu Başbakan Yılmaz'ın ağzından kamuoyuna açıklanmış oluyor.
Basın toplantısından sonra yaptığımız ayaküstü sohbette ise bundan sonraki tartışmaların seçim tarihinden çok, seçim sistemi, baraj, tercihli oy gibi konularda yoğunlaşacağı anlaşılıyor.
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, iki seçimin aynı günde yapılmasının sakıncaları üzerinde duruyor:
"İki seçim aynı günde yapılırsa 8 - 9 oy pusulası kullanmak gerekiyor. Seçmenin kafası karışabilir ve oy kullanma işlemi uzun zaman alan, karışık bir işlem haline gelir. Ama ısrar edilirse belki aynı günde yapılabilir. Biz hükümet ortakları olarak henüz kendi aramızda bu konuyu görüşmedik. Seçim tarihini de, altyapısını da konuşmadık."
Ecevit, Baykal'ın gündeme getirdiği milletvekili sayısından fazla aday gösterilmesi ve seçmenin tercih kullanarak seçilecek kişiyi belirlemesi önerisini değerlendirirken de şöyle diyor:
"İlk bakışta ideal bir sistem gibi görünüyor. Vatandaşın doğrudan tercihini yansıtması demokratik açıdan hoş görünüyor. Ancak, bunun da sakıncaları olur. Özellikle feodal ilişkilerin hakim olduğu yörelerde güçlü kişiler seçilir. Keza parası olanın seçilme şansı artar. Bayan adaylar için zorluklar yaşanabilir. Bu nedenle böyle bir sisteme geçilmeden sakıncaları da iyi düşünülmelidir."
Başbakan Yılmaz'ın açıklamaları ve Ecevit'in yanıtlarından, Baykal'ın 1998'de erken seçim ısrarından vazgeçtiği, hükümetin de 1999 Mart'ına razı olduğu anlaşılıyor.



Yazara E-Posta: F.Bila@milliyet.com.tr