TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu ve heyeti, Ankara'da birinci tur temaslarını tamamladı.
TÜSİAD yöneticileri, iktidar ve muhalefet liderlerine Türk ekonomisinin sorunlarına ilişkin saptamalarını ve önerilerini ilettiler.
Yücaoğlu, Milliyet'in Ankara bürosunu ziyaretinde gündemlerini üç ana başlık altında topladı:
1- Ekonomi,
2- Sosyal sorunlar,
3- Siyasal konular.
Ekonomi gündemini, ekonomi politikalarının öncelikleri, bankalar yasası ve sosyal güvenlik reformu oluşturuyor. Sosyal sorunlarda ise eğitim ve sağlık ön planda. Siyasal gündem ise demokratikleşme, insan hakları ve yargı reformundan oluşuyor.
Yücaoğlu, Türk ekonomisinin, son 15 yılda ilk hamlesini yaptığını, bugün ise ikinci hamleyi yapmak zorunda olduğunu vurguluyor. TÜSİAD Başkanı,
"Özal dönemi" olarak bilinen birinci hamlenin el yordamıyla gerçekleştiğini, bu dönemde Türk ekonomisinin dışa açıldığını, liberalleştiğini ve özel sektörün lokomotif konuma getirildiğini saptıyor. İkinci hamlenin hedefini ise,
"küresel dünya ile rekabet" biçiminde tanımlıyor.
Ancak, ikinci hamle için, sağlıklı bir ekonomik - mali altyapının oluşmasını da zorunlu görüyor.
Bu zorunluluk TÜSİAD'a göre, önce mevcut sorunların doğru saptanması ve doğru çözümler geliştirilmesini gerektiriyor.
Yücaoğlu'na, ikinci hamlenin yine
"devlet korumasında ihracat" formülüne dayanıp dayanmayacağını soruyoruz.
"Hayır" diyor,
"aksine biz, devletin gerçek kaynak üretme düzeyine ulaşmasını, iç ve dış finans piyasalarında engel oluşturmamasını istiyoruz." TÜSİAD Başkanı, Türk ekonomisinin temel sorununun saptanmasında, hükümetle aynı görüşü paylaşıyor:
"Devlet açıklarının kapatılması için gerekli anayasal ve yasal düzenlemelerin yapılması."Başkan Yücaoğlu, bu temel sorunun aşılması için de iç borç kısır döngüsünün kırılması gerektiğinin altını çiziyor.
Devletin ayda 5 - 6 milyar dolarlık gereksinimi için sürekli yüksek maliyetle borçlandığını kaydeden TÜSİAD Başkanı şu saptamayı yapıyor:
"Herkes gözünü vatandaşın tasarrufuna dikmiş durumda. Hükümet bonolarla iç piyasadan borçlanıyor. Dışarıda ihtiyacı olanlar da Türkiye'den borçlanmaya çalışıyor. Bu talep, faizleri çok yükseltiyor ve Türkiye reel faiz sorunu yaşıyor. Oysa dışarıdan çok daha ucuza borçlanmak mümkün. Bu yapılırsa, daha düşük maliyetle dışarıdan bulunacak kaynak, iç borç kısır döngüsünün kırılması için kullanılabilir."Yücaoğlu'nun yaklaşımıyla Maliye Bakanı Temizel'in yaklaşımı örtüşüyor.
Peki, bunun için ne yapılması lazım?
"İşte" diyor, TÜSİAD Başkanı,
"IMF ve Dünya Bankası da aynı şeyi söylüyor. Devlet açıklarının kapatılması için temel düzenlemeler yapmak. Örneğin, Bankalar Yasası'nı çıkarmak ve sosyal güvenlik reformunu gerçekleştirmek."
Bunların yapılması halinde, IMF ve Dünya Bankası ile diğer uluslararası finans kaynaklarının, Türkiye'ye, iç borç kısır döngüsünü kıracak kredi vermelerinin mükün olacağını kaydeden Yücaoğlu, çarkı şöyle özetliyor:
"İç borçlar nedeniyle hükümetin iç piyasadan talebi, reel faizi yükseltilyor. Bugün enflasyonun en önemli faktörü de finans maliyetidir. Ücretler, maliyet anlamında normal düzeyde sayılabilir. Hakim faktör faizdir. İç borçlar için hükümetin duyduğu kaynak ihtiyacı reel faizleri, faizler enflasyonu besliyor ve bu da bozuk olan gelir dağılımını daha da bozuyor."
TÜSİAD Başkanı'na soruyoruz:
- Bu durumda enflasyonun talep değil, maliyet enflasyonu olduğunu ve bunun birinci derecedeki sanığının faiz olduğunu söyleyebilir miyiz?
- Evet. Enflasyon, maliyet enflasyonudur ve nedeni finansmanın yüksek maliyetidir. Yani faizdir.
- Peki, bu durumda faturanın ücretlilere kesilmesi ve işten atmalara yönelinilmesi doğru mudur?
- Temel sorun finansman maliyetini düşürmektir. İşten adam çıkarmanın ise verimliliği artırmaya dönük bir programla olması gerekir. ABD'de de işten çıkarma oluyor, işsizlik artmıyor. Nedeni, işten çıkarılacak kişinin alt bünyede tutulması, bu sürede niteliklerinin artırılması yoluyla başka sektörlere kaydırılabilmesidir. Türkiye de böyle bir programla verimliliği artırmaya yönelmelidir.
TÜSİAD Başkanı'na, "programsız işçi atmak çözüm gibi görünmüyor" dedikten sonra, şakayla karışık "acaba" diyoruz:
- Önce faiz işten atılabilir mi? Faiz işini kaybedebilir mi?
Yücaoğlu gülerek yanıtlıyor:
- Temel sorun finansman maliyetini, yani faizi düşürmektir. Bunun da yolu devlet açıklarının kapatılması için yasal düzenlemeler yapmaktır. Bu yapılamazsa Türkiye ikinci hamleyi yapamaz.
Yazara E-Posta: f.bila@milliyet.com.tr