Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Irak Başbakan Birinci Yardımcısı Tarık Aziz, Ankara temaslarını tamamladı. Aziz’in, Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Ecevit ve Dışişleri Bakanı Gürel’e verdiği mesajın özeti şu:
"Türkiye karşı durursa ABD, Irak’a müdahaleye cesaret edemez. Washington’a cesaret vermeyin."
Buna karşılık Aziz’e Ankara’dan verilen karşılık da şöyle özetlenebilir:
"Bizim müdahaleye karşı olduğumuzu ABD iyi biliyor. Ama tek başına Türkiye, ABD’ye engel olamayabilir. Onun için ayağınızı denk atın. BM kararlarına uyun ve Bush’a müdahale için koz ve bahane vermeyin."
Aziz’in ziyareti sırasında gündeme gelen önemli bir konu da Kuzey Irak’taki gelişmeler.
Tarık Aziz, Barzani ve Talabani’nin geliştirmeye çalıştığı oluşumlardan ABD’yi sorumlu tutuyor. Ankara ve Bağdat’ın bu konudaki kaygılarının örtüştüğünü söylüyor. Bağdat yönetimiyle Barzani ve Talabani arasında geçen yıllarda uzlaşma sağlandığını ancak ABD’nin bunu bozduğuna işaret ediyor.
Türkiye’nin tutumuna gelince...
Akara, 4 Ekim’i bekliyor. Gözler, bu tarihte Barzani ve Talabani’nin birlikte toplayacakları "Kürt Ulusal Parlamentosu" toplantısına çevrilmiş durumda. Ankara, bu toplantıya Türkmenlerin de davet edilmesini istiyor ve bekliyor. 4 Ekim günü bu toplantıdan çıkacak sonuç Ankara’nın da tutumunu belirleyecek. Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, bu konuya ilişkin sorumuzu yanıtlarken şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bizim beklentimiz, 4 Ekim günü ölçünün kaçmaması. Eğer Barzani ve Talabani, bağımsızlık ilanı anlamına gelecek bir deklarasyon, bir hareket yaparlarsa, tepkimiz sert olur. Türkiye, bu tür bir oldu - bittiye müdahale eder. Eğer ölçüyü kaçırmazlar ve Türkmenlerin temsilini de sağlarlarsa o zaman bizim açımızdan sorun olmaz. Bu düzeyde muhatap olmayı sürdürürüz. Ölçü kaçarsa güç kullanmak dahil Türkiye kendi tutumunu belirler. Bu konudaki duyarlılığımızı Kuzey Irak’takiler de, ABD de çok iyi biliyor."
Benzer uyarıları Başbakan Ecevit de son günlerde sık sık yaptı. Ankara’nın gelişmeleri kaygıyla izlediğini vurguladı.
Milli Güvenlik Kurulu’nun son toplantısında da Irak, Kuzey Irak ve muhtemel ABD müdahalesinin sonuçları her yönüyle ele alındı. MGK’da komutanların yaklaşımı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütün olasılıklara karşı Türkiye’nin çıkarları gerektirdiğinde her türlü müdahaleye muktedir olduğu biçiminde özetlenebilir. Bu tür olasılıklara karşı askerlerin gereksinimi ise siyasi iradenin oluşması. Bu konuda da bir sorun yok. MGK’da yapılan değerlendirme buna gereksinim duyulacak koşullar oluştuğunda, TBMM’nin bu iradeyi kolayca oluşturacağı yönünde. Seçime kadar bir gereksinim doğarsa TBMM’nin olağanüstü toplanmasıyla sorun çözülecek. Seçimden sonra ise zaten sorun yok.
Ankara’nın üzerinde durduğu bir yön de Kuzey Irak’taki oluşumlar konusunda ABD’nin dikkatini çekmek. Barzani ve Talabani’nin ABD’den güç bularak bazı adımlar attıkları biliniyor. Washington’un, bölgedeki sorunlara karşı, Türkiye’yi esas alarak yaklaşım göstermesinin doğru olacağı konusunda Ankara her fırsatta uyarıcı açıklamalar yapıyor, mesajlar gönderiyor. Bölgede istikrarı sağlayacak ve sorunları çözecek olan ilişkinin ABD ile Türkiye arasında kurulması gerektiğini, ABD ile Kürt grupları arasındaki temasların çözüm üretmeyeceği vurgulanıyor.
Kuzey Irak ve Irak, Ankara gündeminin üst sıralarına tırmanıyor.