Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABD, 1 Marttan bu yana, Türkiye politikasında sürekli yalpalıyor. Tezkerenin geri çevrilmesinden sonra ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitzin yaptığı ağır açıklamalar, Türk Silahlı Kuvvetlerini hırpalayan sözleri Türk kamuoyunda tepki uyandırırken; Süleymaniyede Türk subaylarının kafalarına çuval geçirilerek gözaltına alınmalarıyla ilişkilerin dibe vurduğu bir dönemde, Washington Irak için asker istiyor.Madem ABD, böyle bir talepte bulunacaktı, o zaman bu Süleymaniye rezaleti neydi?Süleymaniye rezaleti Ankaranın işini de zorlaştırdı. ABDye karşı kamuoyu tepkisinin doruğa çıktığı bir dönemde, Irakın en riskli bölgelerine Türk askeri göndermeye karar vermenin hiç de kolay olmayacağını herhalde ABD de görüyordur.Bütün bu olumsuz koşullara ve ABDnin çelişkili tutumuna rağmen, Ankara duygusal davranmamaya, ileriyi düşünerek adım atmaya çaba gösteriyor. Bu yaklaşım hem hükümette hem de Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta kademesinde gözleniyor.Dışişleri Bakanı Gülün ABDde vereceği mesaja geçmeden önce, ABD cephesine bakalım... ABD gayri resmi temaslarında Ankaraya, savaş sonrası koşulların zor olduğunu, her soruna yetişemediklerini, bu nedenle de Türkiyenin katkısına ihtiyaçları olduğu mesajını iletmiş durumda. ABD, istikrar gücü için Türkiyeden asker istiyor.Hemen her gün ABD askerlerine saldırılar düzenleniyor ve bir - iki ABD askeri ölüyor. Özellikle Bağdat ve çevresinde güvenlik sağlanabilmiş değil.Böyle bir ortamda Türk askerinin Iraka, özellikle güvenliğin sağlanamadığı bölgelere gönderilmesine karar vermek ağır bir sorumluluk gerektiriyor.ABDnin Türkiyeye ve Türk askerine bakışı nasıl? Türkiyeyi ve Türk askerini Irakta güvenliğin sağlanmasına katkıda bulunacak bir jandarma olarak mı görüyor?Dışişleri Bakanı Gül, ABD ziyaretinde bu soruların yanıtını da arayacak. Gülün düşüncesi, ABDnin Türkiye ve Türk askerine karşı böyle bir yaklaşım gösterirse büyük bir yanlış olur. Dışişleri Bakanı, Iraka asker göndermeyi, Türkiyenin Irak sorununa siyasi yaklaşımının bir parçası. Olay sadece jandarmalık işlevi olarak görülmemeli. Türkiyenin, Irakın toprak bütünlüğü ve yeniden yapılanmasına ilişkin politik yaklaşımının bir parçası, bir unsuru olarak görülmeli.Gülün ABDde vereceği bu mesajı biraz daha somutlaştırırsak...Nasıl bir Irak oluşacak? Sivil Irak yönetimi bütün Irak halkını tam olarak temsil edebilecek mi? Gül bu konulara ilişkin kaygılarını da Washingtona iletecek.Örneğin oluşturulan geçici Konseyin yapısı. Konsey yapısından Ankara memnun değil. Türkmenlerin temsil edilmeyişi rahatsızlık ve güvensizlik yaratmış durumda. Konseyin Kürtlere ve Şii Araplara dayalı bir yapı göstermesi, Irak halkının bütün kesimlerini kavraması önemli bir sorun olarak görülüyor.Gül, bu konuda da rahatsızlığı Washingtona yansıtacak.Türkiye, Irakta sadece jandarmalık işlevi görmek istemiyor, Irakın yeniden yapılanmasında, sivil yönetimin oluşmasında da etkili olmak istiyor. Washingtondan beklediği yaklaşım da Türkiyeye salt jandarma gözüyle bakmaması...Gül, Washingtonda yapacağı temaslarda Ankaranın yaklaşımını aktaracak ve ABDnin bakış açısını anlamayacak. Düşüncesi, bu kez reddedilen tezkere sürecinde yaşandığı gibi olayın zamana yayılması, sündürülmesine izin vermemek. İşi uzatmadan sonuca bağlamak.Gülün ziyareti Ankaranın tutumunu belirlemesi açısından yol gösterici olacak... fbila@milliyet.com.tr Dışişleri Bakanı Abdullah Gülün Washington ziyareti, Türk - ABD ilişkileri ve Irak sorunu açısından belirleyici bir önem taşıyor. Türk-ABD ilişkileri sıkıntılı. Tezkerenin reddedilmesiyle başlayan gerginlik, Süleymaniye skandalıyla doruğa tırmanırken, böyle bir ortamda, ABDnin, Türkiyeden asker istemesi, çelişkili bir durum otaya çıkardı.