Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gül, olayın aydınlatılması konusundaki kararlılığı yineleyerek, Türkiye'nin artık Susurluk'un yaşandığı 1996 Türkiye'si olmadığını vurguladı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Alpha Oumar Konare onuruna verdiği resepsiyonda gazetecilerin Şemdinli olayına ilişkin sorularını da yanıtladı. Gül, gazetecilerin, "Astsubay sorgulanmadı. Sorgulanacak mı?" diye sormaları üzerine şu yanıtı verdi:"Sorgulanıp sorgulanmayacağını görürsünüz, yakında görürsünüz. Kimseyi peşinen suçlu ilan etmek doğru değil. İlk anda gözaltına alınmamasından kaynaklanan bir usul hukuku prosedürü vardı. Ama üzerinin örtülmesi söz konusu değil. Soruşturma devam ediyor." 'Yakında görürsünüz' Gül, Şemdinli olayının hemen ardından yapılan kararlılık söyleminin son günlerde değiştiğine, olayın kapatılacağı izleniminin doğduğuna ilişkin soruya da şu karşılığı verdi:"Bunun (Şemdinli olayının) üstünü örten gider. Türkiye artık eski Türkiye değil. 1996'da Susurluk'un yaşandığı şartları hatırlayın, o Türkiye artık değişti. 1996'daki Türkiye değil. Belki siz de değiştiğine inanmıyorsunuz ama değişti. Devletin çıkarı bir şeyi örtmek değil, hepsini açık seçik ortaya çıkarmaktır. Devletin çıkarı buradadır."Gül, Şemdinli olayıyla ilgili olarak sivillerle askerler arasında görüş ayrılığı doğup doğmadığına ilişkin soruyu yanıtlarken de, "görüş ayrılığı" bulunmadığını vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:"Görüş farklılığı yok. Velev ki çıksa bile, açık, dürüst, en iyi şekilde bu konu soruşturulacaktır. Kim buna gölge düşürürse kaybeder. Engellemek isteyen kişi olarak da kurum olarak da kaybeder. Askeri bir ima oluyor ama biz öyle bir şey görmedik, öyle bir izlenim almadık. Zaten bugün bir denetim var. Hepinizin (basının) gözü üzerimizde. Her şey açık biçimde yürütülecek." 'Engelleyen kaybeder' Gül, dün basında yer alan ve Şemdinli'de kitabevi bombalanan Seferi Yılmaz ile Kandil Dağı'ndaki Murat Karayılan arasındaki telefon görüşmelerine ilişkin jandarma raporunun Başbakanlık'a sunulduğuna ilişkin haberle ilgili soruları ise, şöyle yanıtladı:"Herkesten brifing (terör zirvesinde) aldık. Ama böyle bir rapor biçiminde değil. Bu bilgiler doğru olabilir. Kitapçıyla ilgili bilgiler konuşuldu. Ama tam olarak öyle konuşulmadı." Jandarmanın raporu Gül, bölgede ortaya çıkan PKK yanlısı siyasi görüntüye ilişkin sorulara da şu karşılığı verdi:"Birçok reform yaptığımızı biliyorsunuz. Reform süreci devam ediyor. Önemli olan terörle mücadelede kitlenin size olan aidiyetini pekiştirebilmek. Terörle mücadele ederken o aidiyeti zayıflatıyorsanız, siz terörle mücadele etmiyor, farklı bir şey yapıyorsunuz. Kitlenin ülkeye olan aidiyetini zayıflatan terörle mücadele yöntemi yanlış olur."Gül, önemli olanın vatandaşlık olduğunu vurgularken, çağdaş dünyada tek bir etnik yapısı olan devlet olmadığını, her ülkede farklı etnik yapı ve kökenlerin yer aldığını, Türklerin de Kürtlerin de dünyanın her yerinde bulunduğunu belirtti.Gül, Güneydoğu'nun ekonomik yönden kalkındırılması için önemli yatırımlar yapıldığını, bu gelişmenin de bölge insanının aidiyet bağlarını güçlendireceğini vurguladı. fbila@milliyet.com.tr 'Aidiyet güçlenmeli'