Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön ABD'nin TSK'nın operasyonları için Irak hava sahasını açmasıyla somutlaşan tutum değişikliği, Türkiye'yi belli ölçüde rahatlattığı gibi, Türk kamuoyu nezdinde ABD'ye duyulan tepkiyi de belli ölçüde yumuşatacak bir girişim olarak algılandı.Bu gelişmelere ilişkin bir kuşku, Türkiye'nin ABD'nin tutum değişikliği karşısında, "PKK sorununu siyasal alanda kabul etme, siyasal çözüme dolaylı da olsa kapı aralamayı" ve "Kuzey Irak'taki Kürt oluşumuna ve geleceğine dönük engel çıkarmamayı" kabul ettiği yolundaydı. ABD Başkanı Bush'un, Cumhurbaşkanı Gül'le görüştükten sonra yaptığı açıklamalar, PKK konusunda Washington'un Türkiye'den yana tutum değişikliğini teyit etti. Bush, PKK'yı, ABD, Türkiye ve Irak'ın düşmanı olarak nitelemekle kalmadı, "barış isteyen herkesin düşmanı" diye ilan etti. Bu benzeri yorum ve tahminlerle ilgili ilk tepki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan geldi.Erdoğan, çok ağır ve çok sert bir tepki gösterdi. "Türkiye Başbakanı şerefsiz değildir" dedi.Başbakan'ın bu sözden sonraki söylemi de aynı yönde oldu. PKK ve DTP'yle ilgili değerlendirmeleri, "politik ödün veya taahhüt" çizgisinden uzaktı. Son olarak partisinin grup toplantısında da DTP'ya ağır biçimde yüklendi; "PKK madem siyasi örgüttür diyorsunuz, o halde TBMM çatısı altında siz ne iş yapıyorsunuz?" diye de sordu.Erdoğan'ın bu sert tutumu, "masaya oturma" olarak özetlenecek, "politik çözüm" arayışlarına kapalı olduğu yolunda bağlayıcı bir nitelik taşıyor. Erdoğan'ın ağır sözü Cumhurbaşkanı Gül'ün, Beyaz Saray ziyaretinden sonra da ismi açıklanmayan bir ABD'li yetkiliye dayanarak, Bush'la, "politik çözüm"ü de içeren geniş kapsamlı bir görüşme yaptığı haberi basına yansıdı.Gül'ün de bu habere tepkisi sert oldu.Cumhurbaşkanı, "Kuzey Irak'ta terör örgütünün kampları ve yerleşim yerleri var. Bu kamplardan, başka bir ülkeden Türkiye'ye karşı gerek siviller, gerek güvenlik güçlerine yönelik saldırı olacak, böyle bir konuda politik çözüm söz konusu olabilir mi? Dışarıdan gelen bir teröre karşı politik çözüm bulalım denilebilir mi?" tepkisini verdi.Gül, ayrıca El Kaide örneğini vererek, "El Kaide dışarıdan terör yapıyor, politik çözüm bulalım deniliyor mu?" diye sorarak, bu yaklaşımın mantıksızlığını vurguladı.Cumhurbaşkanı, dikkat çeken bir ayrım da yaptı. Türkiye'nin kendi içindeki sorunları çözmek için ekonomik ve sosyal çok yönlü çalışmalar yapıldığını, bunun ayrı bir konu olduğunu söyledi.Bu ayrım, üzerinde durulması gereken önemdedir. Gül, terör örgütüne katılımı engelleyecek ve dağ kadrosunu çözebilecek önlemleri, "politik çözüm" dışında ve dışarıdan yapılan terör saldırılarından ayrı bir alan olarak ele alıyor. Gül'ün tepkisi Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'ın, giderek belirgin hale getirdikleri bu çizgi bir "devlet politikası" olarak algılanabilir.Terörle mücadelede, tüm kurumların ortaklaşa belirleyip uygulayacakları "ulusal politika" siyaset üstü bir ihtiyaçtır.Gül ve Erdoğan'ın örtüşen açıklamaları, "terör devam ettiği sürece" Türkiye'nin tutumunun değişmeyeceğini gösteriyor.Terör eylemlerinin hiçbir biçimde sorunların çözümüne yardımcı olmayacağı, PKK çizgisini savunan parti ve kuruluşlar tarafından da anlaşılmalıdır. fbila@milliyet.com.tr Devlet çizgisi