Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu karamsar tablo içinde hiç iyi haber yansımaz mı?Yansır ama ne yazanı, ne okuyanı inandıran haberlerdir bunlar. Hepsi bir "mucize"dir. Bir "dâhi" doktor veya bir "mucizevi" ilaçla ilgilidir. Bir günde felçlileri ayağa kaldıran, bir ölçekle kanseri yenen, çığır açan, çağ atlatan ama gerçekte hiçbir bilimsel değer taşımayan, bilimin utandığı abartılardır.Sağlıkta ekranlardan ve üçüncü sayfalardan fışkıran genel görüntü budur ve bu ülkenin gerçeğidir.Oysa, Türkiyede bilimadamları ulus olarak gurur duyacağımız başarılara da imza atıyorlar, sessizce. Başarı, başarısızlık kadar gürültü çıkarmıyor, çünkü...Bu kargaşa, kaos, bu cin fikirli çıkış ve pazarlama gayretleri içinde gölgede kalıyorlar, çoğunlukla...Parlak örneklerinden birine Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde tanık olduk. "Türkiyede de bilimadamları var" dedirten türden bir başarı öyküsüydü tanık olduğumuz. Tıpta devrim yaratacak bir gelişme olarak nitelenen kök hücre alanında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Bilkent Üniversitesi Genetik Bölümünden bilimadamlarının 3 yıla yakın süredir, sessiz, sedasız çalışmalar yürüttüklerini ve elde ettikleri sonucun bu alanda dünyaya öncülük edecek düzeyde başarılı olduğunu öğrendik.Ankara Tıp Fakültesinden Prof. Dr. Ümit Özyurda, Doç. Dr. Rüçhan Arda ve Bilkent Üniversitesi Genetik Bölümünden Prof. Dr. Mehmet Öztürk ve Doç. Dr. Can Akçalı, bu çalışmaya öncülük eden bilimadamlarımızdan birkaçı...Geniş bir bilimadamı heyetinin kalp ve damar hastalıklarında geliştirdikleri kök hücre tedavisi "Ankara Tıp Metodu" adıyla, dünya tıp literatürüne geçmeye aday durumda...Bilimadamlarımızın geliştirdiği bu öncü tedavi yöntemi 3 yıla yakın süreden beri 16 hasta üzerindeki uygulamalarıyla geliştirilmiş ve bilimsel ölçülerle kanıtlanmış bulunuyor. Yoğun çaba, büyük bir sabır ve uluslararası bilimsel ölçü ve değerlere kesin uygunluk gerektiren bu çalışma, bilim dünyasında Türkiyenin yakasına bir yıldız olarak takılmak üzere...Kalp nakli bekleme aşamasına gelmiş, by-pass uygulamasının tek başına çözüm getirmediği ağır kalp hastaları veya ayağı, bacağı kesilme aşamasındaki damar hastaları, Ankara Tıp Metoduyla kök hücre ekilerek iyileştiriliyor. Bu yöntem, kök hücre tedavisi alanında bilimadamlarımıza öncülük payesi verecek nitelikte.En büyük eksiği "bilgi üretememek" olan Türkiye, bu alanda da elde ettiği başarılara sahip çıkmalı. Hükümetleriyle, Meclisiyle, üniversiteleriyle, basınıyla...Ciddi bilimadamlarımıza destek olmalı, kaynak ve zaman yaratmalı. Başarılarını ulusal gurur saymalı, dünyaya tanıtmak için ortak çaba sarf etmeli.Türkiyenin de bilgi üretebildiğini göstermeli... fbila@milliyet.com.tr Türkiyede sağlık denilince akla genellikle sorun gelir. Uzayıp giden kuyruklar, sabahın köründe sıra kapmaya gelmiş yaşlı hastalar, kasabaya ulaşamadan at sırtında veya kızakta can vermiş kadınlar, ilaç bulamayan, bulsa bile alamayan anne babalar...