YÖK'ün üniversite giriş sınavında yaptığı değişiklik, hükümeti tatmin etmedi. Hükümet, sınavda genel liseler ile meslek liseleri için farklı katsayı uygulanmasından rahatsız. Bu uygulamanın meslek liseliler aleyhine olduğunu ve eşitsizliğe yol açtığını savunuyor. Hükümetin özellikle imam hatip liseleri için bu duyarlılığı gösterdiği biliniyor.Hükümetin, yasa ile katsayıları düzenlemeye ilişkin girişimi geçen yıl Cumhurbaşkanı'ndan dönmüştü. Bu yıl benzeri bir düzenlemeyi YÖK'ün yapmasını bekliyordu. Ancak, YÖK, katsayıları değiştirmedi. Bir çeşit iki aşamalı sınavı andıran şekilde, 2006'dan itibaren öğrencilerin tüm lise müfredatından sorumlu tutulmalarını kararlaştırdı. Bunun anlamı önümüzdeki sınavdan itibaren artık lise üçüncü sınıf derslerinden soru sorulmasıydı. Yine sınavın iki kısma ayrılarak birincisinde 120 soruluk genel, ikincisinde ise 60 soruluk alan sorularının yer alacağı da açıklandı. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da hükümetle YÖK arasında çatışma başladı. Pazar günü Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in de katılacağı YÖK Genel Kurulu'nda çatışmanın daha belirgin biçimde su yüzüne çıkması bekleniyor. YÖK'ün aldığı kararlar içinde katsayıların bulunmaması nedeniyle Başbakan Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Çelik tepki gösterdiler. YÖK'ün bu farklılığı gidermemesi halinde, YÖK Kanunu'nu değiştirecekleri imasında bulundular. Böylece ya yasayla katsayı düzenleyerek veya YÖK'ün bu yetkisini elinden alarak, imam hatipliler için verdikleri sözü tutacaklarını tekrarladılar. Başbakan, kararlılığını, "katsayı zulmü" diyerek ortaya koydu.Bu hava pazar gününden itibaren hükümet-YÖK çatışmasının sertleşeceğini gösteriyor. 'Yasayı değiştiririm' Katsayılarla veya sınavın yapısıyla oynamak, üniversite kapısındaki yığılma sorununu çözmüyor. Üniversite kapısında 2 milyona yakın genç birikince, doğal olarak sınav da "Nasıl elerim?" mantığıyla düzenleniyor ki, ÖSS yıllar içinde artık zorluk derecesi itibariyle bunun sınırlarını zorlar hale geldi. Nitekim, ortaya küçümsenmeyecek boyutta bir "dershane sektörü" çıkması da bunu kanıtlıyor.Hangi önlemi alırsanız alın bu koşullarda yapılacak bir sınavda mutlak adaleti sağlamanız zaten mümkün değildir. Uygulanan bütün sınav ve değerlendirme yöntemlerinde eşitliği zedeleyen, haksız rekabete açık, fırsat eşitliğini sağlayamayan yönler olmuştur. Geçen günlerde uygulanan sınav gibi önümüzdeki yıl uygulanacağı açıklanan sınav tipi de bu tür eksiklikler, haksızlıklar taşıyacaktır.Bunun nedeni sorun başka yerdeyken, çözümü başka yerde aramaktır. Sorun ortaöğretimdedir. Üniversite kapısında yığılmayı ortaöğrenim sistemi yaratıyor. Buradaki sorunu üniversite sınavıyla oynayarak çözmek mümkün değildir. Sorun başka yerde Ortaöğretimdeki yapı bozuk. Türkiye'de olması gerekenin tam aksine liselerin yüzde 70'i genel, yüzde 30'u meslek lisesi. Oysa bu oran Avrupa'da tam tersi. Genel liseler de meslek liseleri de üniversite kapısına öğrenci yığıyor. Bu oran tersine döndürülmedikçe ve meslek liseleri asıl işlevlerine yönlendirilmedikçe yığılmayı önlemenin olanağı da yok, dershane sorununu çözmenin de...Bu koşullarda ister yasayla, ister YÖK kararıyla olsun, sınav sistemi ve katsayılarda yapılacak düzenlemeler sorunu çözmeyecektir. Sorunun özü sınav sistemi veya katsayılar değildir. Üniversite sorununu çözmek isteyen hükümetlerin, sorunun özüyle ilgili çözüm üretmeleri gerekir. Yandaş mantığıyla hareket etmeleri değil... fbila@milliyet.com.tr Yapı bozuk