Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Topluma kazandırma yasa taslağını açıklayan hükümete yanıt erken geldi.
     Taslak henüz tasarı haline bile gelmeden PKK-KADEK sözcüleri yapılacak düzenlemeye sert tepki verdiler.
     O kadar ki, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun açıkladığı taslağı bir "savaş ilanı" olarak nitelediler.
     Yayımladıkları bildiriyle yedi maddeden oluşan yeni taleplerini açıkladılar.
     PKK - KADEK yöneticilerinin talepleri özetle şöyle:
     Ceza indirimi öngören bu tür düzenlemeler yerine, Apdullah Öcalan'ı da kapsayacak şekilde genel siyasi af ilan edilmeli ve siyasete girme olanağı tanınmalı.
     Kürtçe eğitim ve yayın konusunda uygulamaya geçilmeli, ilkokullarda Kürtçe eğitim olanağı da sağlanmalı.
     Yerel yönetimler güçlendirilmeli, sağlık ve kültür hizmetleri yerel yönetimlere bırakılarak demokrasi derinleştirilmeli.
     PKK - KADEK bildirisinden önce DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da bir basın toplantısı düzenleyerek, taslağın yetersiz olduğunu, genel siyasi af ilan edilmesini ve siyasi hakların iade edilmesini talep etti.
     Yine PKK - KADEK sözcüleri, Türkiye'nin komşu ülkelerle anlaşarak, Irak Savaşı sonrasında bölgede öne çıkan Kürt hareketini bastırmayı hedeflediğini belirttiler. Bu yaklaşım karşısında da kendilerine "onur savaşı" düşeceğini ama yine de 1 Eylül'e kadar uzlaşma için bekleyeceklerini ilan ettiler.
     Bu durum gösteriyor ki, önümüzdeki dönemde hükümet genel siyasi af talepleri ve baskısıyla karşı karşıya kalacak. AB bağlamında seri olarak hazırladığı reform paketleri de yeterli görülmeyecek.
     Bir süre sonra genel siyasi af talebinin AB üyesi ülkelerce de gündeme getirilmesi sürpriz olmaz.
     Hükümet AB'ye giriş için ev ödevi olarak nitelenen Ulusal Program'ı revize etti. Yasa paketlerini de çıkarıyor.
     Talep sahiplerinin amacı ise Türkiye'deki farklılıkları kamu alanına taşımak ve yaymak. Yapılan bazı hukuki düzenlemelerin fiili sonucu kuşkusuz bu olacak.
     Artık bu noktada AKP'nin ve hükümetin siyasi tavrını da netleştirmesi gerekiyor.
     Hükümet PKK - KADEK tarafından dillendirilen bu talepleri "muhatabımız değiller" diyerek karşılık vermeyebilir ama bir süre sonra aynı talepler AB tarafından gündeme getirilirse o zaman ne diyecek?
     AKP'nin ve hükümetin siyasi tavrını belirlemesi bu açıdan önemli.
     Başbakan Erdoğan, kırmızı çizgiler olarak nitelediği üç yaklaşımını açıkladı: Dincilik yapılmayacak, ırkçılık yapılmayacak, bölgesel milliyetçilik yapılmayacak...
     Tam da Türkiye'de yapılanı açıkladı, aslında...
     Türkiye'de üçü de yapılıyor ve yasallaştırılması isteniyor.
     Hükümetin siyasi tavrını netleştirmesi bu bakımdan önem taşıyor.