Türkiye, ilk kez genel başkan ile başbakanın farklı kişiler olduğu bir parti tarafından yönetilecek. Bu durum bir tercih sonucu değil, zorunluluk sonucu doğdu. AKP lideri Tayyip Erdoğan milletvekili olamayınca, başbakanlık görevini Abdullah Gül üstlendi.
Bu sistem nasıl çalışacak? Erdoğan’la Gül’ün sorumlulukları ne olacak? Genel Başkan olarak Erdoğan’a başbakanlık yolu ne zaman açılacak? İki başlı bir yönetim zorluğu doğacak mı? Erdoğan’la Gül arasında yetki - sorumluluk çatışması doğacak mı?
AKP lideri Erdoğan ve müstakbel başbakan Gül’e bu soruları yönelttik. Her ikisi de bir yönetim sorunu doğmayacağı, işbirliği, koordinasyon ve iş bölümü anlayışı içinde çalışacaklarını vurguladılar. Ayrıca hem Erdoğan hem de Gül, bu durumun anormal olduğunu, normal olarak AKP Genel Başkanı’nın başbakanlığı üstlenmesi gerektiğini belirterek, bunun için de gerekli düzenlemeleri yapacaklarını kaydettiler.
KADER ORTAKLIĞI YAPTIK
Önce Erdoğan’dan başlayalım...
AKP lideriyle KKTC’den dönerken uçakta konuştuk.
Erdoğan şu değerlendirmeyi yaptı:
"Biz kader ortaklığı yapmış durumdayız. Abdullah Bey benim kardeşim. Bir sorun olacağını sanmıyorum. Ancak ortada bir anormal durum olduğu da gerçek. Bunun nedeni yasaklar. Yasaklar nedeniyle çarpık sonuçlar doğuyor. Bugün yaşadığımız da onlardan biri. Halkın kimi seçtiği belli. Ortada bir milli irade var. Ancak, yasaklar nedeniyle onun gereğini yapamıyorsunuz. O nedenle biz siyasetle hukuk arasındaki bu çelişkiyi düzelteceğiz. Bu siyaset kurumunun görevi. Ama bunu yaparken zorlamayacağız. Siyaset kurumu ile Çankaya arasında diyalogla çözüm bulacağız. Keza toplumsal uzlaşma arayarak çözüm bulacağız."
ÖNCE ACİL İŞLER
Erdoğan, kendi başbakanlığı için hukuki düzenlemenin ne zaman yapılacağına ilişkin sorumuza da şu karşılığı verdi:
"Zamanını tam olarak bilemiyorum. Şimdi öncelikli işlerimiz var. Hükümetin oluşumu var. Hükümetin önünde çok acil işler var. Onlar yapıldıktan sonra bu konuda gündemimize gelir. Bu benim kişisel sorunum da değil. Aslında Türkiye’nin sorunu. Bu yasaklar bugün bizim için bu sorunu doğurur yarın başkası için aynı soruna neden olur. Bu nedenle Türkiye’nin bu çarpıklığı kökünden düzeltmesi gerekir. Bu görev de bize düşüyor."
Erdoğan, Gül’le sorumluluk paylaşımı konusunda ise şu görüşü dile getirdi:
"Dediğim gibi biz kader birliği içindeyiz. Kardeşiz. Abdullah Bey başbakanlık görevini üstlendi. O görevin yetkileri ve mesuliyeti var. Tabii, hükümetin başarısı da başarısızlığı da partimize ait olacağı için o noktada genel başkan olarak sorumluluk benim. Herkes görevinin yetkilerini ve sorumluluğunu taşıyacak. Ama işbirliği ve koordinasyon içinde çalışacağız. Başbakanın işine karışmak anlamında değil ama ortak sorumluluğu olan kişiler olarak görüşerek, danışarak birlikte yürüteceğiz."
ARAMIZDA SORUN YOK
Abdullah Gül de Erdoğan’la aynı yaklaşım içinde...
Gül aynı soruya dünkü görüşmemizde şu yanıtı verdi:
"Tayyip bey ‘Kardeşiz’ derken çok doğru söylüyor. Kader birliği yapmış kişiler olarak bizim aramızda yönetimden kaynaklanan bir sorun doğacağını sanmıyorum. Elbette başbakanlık görevinin, hükümetin sorumlulukları var, devlet işlerinin gerektirdiği ciddiyet ve sorumluluk var. Bunların idraki ve sorumluluğu içinde olacağız. Tayyip Bey bizim genel başkanımız. Elbette görüş alışverişi içinde, işbirliği ve koordinasyon anlayışıyla birlikte çalışacağız. Aslında bu durum bir anormallik. Normalde genel başkanımızın başbakan olması gerekir. Sistemimiz bu. Ama özel durum nedeniyle bu mümkün olmadı. Bu anormalliği de gidereceğiz. Onun çalışmasını da yapacağız."
SEZER’E ÇIKIŞI YAKIN
Gül, yetki - sorumluluk konusunda ise şu yorumu yaptı:
"Bizim hükümetimiz tek parti hükümeti olacağı için tabii, uygulanacak program, yapılacak işler aynı zamanda partiye mal edilecektir. Bu da doğaldır. Bu nedenle partinin sorumluluğu da hükümetin sorumluluğu da aynı noktada bulaşacaktır. Ortak sorumluluk içinde çalışacağız."
Gül, 58. hükümeti bugün veya yarın Cumhurbaşkanı Sezer’in onayına sunacağını da kaydetti. Zaman yitirmemek için yoğun çaba gösterdiklerini vurgulayan Gül, kabineye son şeklini Genel Başkan Erdoğan ve MYK’nın görüşlerini de aldıktan sonra vereceklerini belirtti.
Gül, 58. hükümetin öncelikli konusunun ise takvim nedeniyle Avrupa Birliği olacağını vurguladı.