Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanlığı görevini devralan Org. İlker Başbuğ, üzerinde önemle durulması gereken bir konuşma yaptı. Her zaman olduğu gibi titiz bir çalışmanın ürünü olduğu anlaşılan konuşması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) “Nasıl bir Türkiye?” sorusuna yanıtını oluşturuyordu.
Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, ülke,  bölge ve dünya sorunlarına hâkimiyetini yansıtan konuşmasında, hükümete, bölge ülkelerine, Avrupa Birliği’ne, ABD’ye tarihi sayılabilecek çağrılar yaptı, uyarılarda bulundu.
İlker Paşa’nın birçok ilki de barındıran konuşmasındaki mesajlar şöyle özetlenebilir:

Hükümete: Ciddiye alın

1- Org. Başbuğ, hükümeti, laiklik konusunda toplumun bir kesiminde ortaya çıkan endişeyi ciddiye almaya çağırdı.  Toplumun bir kesiminde yaşam tarzının oluşumunda dini düşüncelere büyük ağırlık verildiği düşüncesinin hâkim olduğunu ve büyük endişe duyulduğunu belirtti. Hükümetin bu endişeyi ciddiye almasının toplumsal huzur için zorunlu olduğunu vurguladı.
Bu endişe ilk kez Genelkurmay Başkanı düzeyinde açıkça ifade edildi.

Cemaat uyarısı

2- Org. Başbuğ, isim vermemekle birlikte ilk kez, güçlenen bazı cemaatlerin ekonomiyi yönlendirmeye, sosyopolitik yaşamı biçimlendirmeye, dine bağlı bir yaşam tarzı olarak sosyal kimlikleri ortaya koymaya çalıştığını söyledi.
Bu da bir ilkti...
Org. Başbuğ isim vermedi ama yaptığı tanımla Fethullah Gülen’i işaret ettiği izlenimini yarattı.

Laiklik-demokrasi

3- İlker Paşa, laiklik ilkesinin demokrasiyle çatıştığı tezine karşı çıkarak, tam aksine laikliğin Türk demokrasisinin gelişmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Ayrıca Prof. John Esposito’dan yaptığı “Demokrasinin aşırı şekilde popüler amaçlara yönlendirilmesi de laik düzenin aleyhine sonuçlar doğurabilir” alıntısıyla, tersi bir tehlikeye dikkat çekti. Demokratik olanak ve araçların laiklik aleyhine kullanılmaması gerektiği mesajını verdi.

AB’ye mesaj

4- Org. Başbuğ, Avrupa Birliği (AB) konusunda net konuştu. AB’ye tam üyeliğin Atatürk’ün amaçladığı çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma hedefi doğrultusunda önemli bir araç anlamı taşıdığını söyledi. Buna karşın AB’nin de Türkiye’den ulus devlet ve üniter devlet yapısını zayıflatabilecek taleplerde bulunmamasını istedi.
Başbuğ’un bu açık sözleri, hem Türkiye’nin rotasını vurgulamaya yönelik hem de TSK’nın AB’ye karşı olduğu yolunda kamuoyu oluşturma çabalarına yanıt niteliğindeydi.

ABD’yle mükemmel ilişki

5- İlker Paşa, Türkiye-ABD ilişkilerinde tereddütsüz bir mesaj verdi. Irak’ın kuzeyinde PKK’ya karşı verilen mücadelede TSK ile ABD Silahlı Kuvvetleri arasındaki ilişkinin mükemmel düzeyde olduğunu, “mükemmel” kavramının üzerine basarak söyledi. Türk-Amerikan ilişkilerinin iki ülkenin ortak değerlerine inşa edildiğini ve bu ilişkilerin bir konuya bağlanamayacak kadar geniş ve kapsamlı olduğunu belirtti.
Başbuğ’un bu sözleri de AB konusunda olduğu gibi Türkiye’nin rotasını vurgulamaya yönelikti.

BM ve NATO

6- Org. Başbuğ’un, terörle uluslararası mücadele ve uluslararası sorunlarda Türkiye’nin yer alacağı kampı belirtmesi açısından, “BM ve NATO şemsiyesi altında alınabilecek barışı koruma görevine hazır olunması” ifadesi de önem taşıyordu.

Kültürel zenginlik

7- Org. Başbuğ, Türkiye Cumhuriyeti’nin kültürel farklılıklara saygılı olduğunu ancak bunun ötesinde bir etnik gruba bireysel ve kültürel alanın dışında siyasal alanda grupsal düzenlemeler yapılmasının, demokratik istekler aldatmacasıyla istenemeyeceğini ve beklenemeyeceğini kaydetti.

Vatandaşlık esası

8- Org. Başbuğ, Atatürk milliyetçiliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin “vatandaşlık esası”na dayandığını vurgulayarak Türk kimliğinin bu esası temsil ettiğini belirtti. Alt kimliklerin üst kimlik haline getirilmesinin Türkiye’nin kuruluş felsefesine aykırı olacağını ve kabul edilemeyeceğini vurguladı.

Ulus devlet vurgusu

9- İlker Paşa, dünyadaki ulus devlet tartışmalarını anımsatarak, Türkiye’nin vazgeçilmezleri arasında ulus devlet yapısının bulunduğunu anımsattı. “Her konuyu tartışma özgürlüğü, devletlerin varlığını riske sokacak konuları içermez” diyerek, bu konunun tartışılmaya açılmasının bile söz konusu olamayacağı mesajını verdi. Devlet içinde entelektüel tartışmaların yapılabilir olmasının, devleti ayakta tutan unsurların tartışmaya açılması anlamına gelmeyeceğini vurgulayarak, bu konuda TSK’nın duruşunu yansıttı.

Atatürk ebedi başkomutan

10- Org. Başbuğ, Türk Ordusu’nun ve Türk Ulusu’nun Ebedi Başkomutanı ve Lideri’nin Atatürk olduğunu, yüksek bir vurguyla belirttikten sonra Atatürkçü Düşünce Sistemi’nin Türkiye’nin yolunu aydınlatmaya devam edeceği mesajıyla konuşmasını bitirdi.
İlker Paşa’nın konuşması, Türkiye’nin mevcut ve gelecekte karşılaşabileceği sorunları çok iyi kavradığını, ülke, bölge ve dünyayı çok iyi izlediğini yansıtan analiz, uyarı ve öneriler içeriyordu.