Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       ROMA İstinaf Mahkemesi Apo'nun tutukluluk halini kaldırdı.
       Tutukluluk halini kaldırırken, Almanya'nın tutuklama kararı nedeniyle de Öcalan'ın Roma'da "mecburi ikamete" tabi tutulmasına hükmetti.
       Roma İstinaf Mahkemesi, kararını verirken Türkiye'nin Apo'yla ilgili tutuklama kararlarını ve kırmızı bülten kayıtlarını dikkate almadı.
       Roma İstinaf Mahkemesi'nin kararı ne anlama geliyor?
       Mahkeme, tutukluluk halini kaldırarak Öcalan'ın bir terörist olmadığını kabul etmiş oldu. Türkiye'deki mahkeme kararlarını ve kırmızı bülten kayıtlarını dikkate almayarak da Apo'ya "siyasi kimlik" kazandırma eğilimini ortaya koymuş oldu.
       Yüksek bir olasılıkla Öcalan, Roma'da korumalı bir şekilde ikamet edecek ve PKK'yı oradan yönetmeye çalışacak. Aynı zamanda Avrupa zemininde Türkiye'ye karşı mücadele eden bir "siyasi örgüt lideri" konumuna ulaşmaya çaba gösterecek.
       Roma İstinaf Mahkemesi, kararına gerekçe olarak İtalyan Anayasası'nın 27. maddesini gösteriyor. Bu madde de, ölüm cezası bulunan ülkelerin suçlu iadesi taleplerinin reddedileceğini hükme bağlıyor. Roma İstinaf Mahkemesi'nin bu gerekçeyle verdiği karar, idam cezasının Türkiye açısından önemli bir sorun oluşturacağını da gösteriyor. Aynı gerekçeyle Çakıcı ve benzeri suçluların Türkiye'ye iadesi de engelenebilir. Bu nedenle, Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu'nun başlattığı idam cezasının kaldırılması girişiminin sonuçlandırılmasında fayda var.
       Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit de idam cezasının kaldırılması konusundaki girişimi destekleyeceklerini vurguluyor. Roma Mahkemesi'nin kararını ise, "İtalya fiili durumu resmileştirdi. Öcalan'a ayrıcalıklı konuk muamelesi yapıyorlar" biçiminde değerlendiriyor.
       Roma'nın dünya ekonomisi ve siyaseti içindeki yeri dikkate alındığında, böyle bir sorunla sürekli yaşayacak güçte olduğunu söylemek zor. İtalya bu büyüklükte ve güçte bir ülke değil. Ancak, büyük Batılı ülkelerin ortak yönlendirmesi ve kararıyla geçici bir süre Apo'ya ev sahipliği yapabilir.
       Roma, Apo için nihai adres gibi gözükmüyor. Aksi halde İtalya, Avrupa'nın "Suriye'si" olma riski taşıyacaktır.
       Bu koşullarda Ankara'nın, bir yandan uluslararası hukuk yollarını kullanırken, bir yandan da Roma üzerinde uluslararası siyasi baskı yaratması gerekiyor.
       Tüm araçlarla, tüm alanlarda "Apo ve PKK sorununu" anlatması ve Roma'yı sürekli baskı altında tutması gerekli.
       Ankara, dış dünyada bu çabasını yoğunlaştırırken, içerde de iki taraflı milliyetçiliği körükleyecek, günlük yaşamda kamplaşmalara yol açabilecek gelişmelere karşı da dikkatli olmalı.
       Duygusal nedenlerle gösterilen tepkilerin ölçüyü kaçırması, etki - tepki mekanizması içinde toplumdaki tansiyonun yükselmesi belki de Roma'nın kararından çok daha önemli sorunlar doğurabilir...




Yazara E-Posta: f.bila@milliyet.com.tr