Türkiye, AKP’nin kapatılma davasıyla Ergenekon soruşturmasına kilitlenmiş durumda. Bu arada önemli birçok gelişme gündemde hak ettiği yeri almadı. Bunlardan biri Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum Yönetimi lideri Hristofyas arasındaki müzakereler. İki liderin görüşmelerinde ortaya çıkan yeni “ilke” anlaşmaları...
Tek egemenlik
Talat-Hristofyas görüşmelerinden çıkan önemli sonuç tarafların, “tek egemenlik, tek vatandaşlık” ilkesi üzerinde anlaştıkları ve çözümü bu ilke üzerinde inşa edecekleriydi...
Bu ilke anlaşması, Türk tarafı açısından yeni bir politika...
Türkiye ve KKTC’nin kalıcı çözüm için geliştirdiği temel çizgi şöyle özetleniyordu:
1- İki egemenliğe,
2- İki halka,
3- İki demokrasiye,
4- İki devlete dayalı, ortak bir çatı devlet.
Annan Planı müzakereleri de bu yaklaşım esas alınarak yürütülmüştü. Annan Planı’nın birçok alandaki yetersizliğine rağmen Türk tarafı “evet” demiş, Rum tarafı ise reddetmişti.
Bugün iki lider arasındaki görüşmelerin dayandığı zemin ise bu çizgiden bir hayli uzak görünüyor. İki egemenlik, iki halk, iki devlet, iki demokrasiden söz edilmiyor, “tek egemenlik, tek vatandaşlık” ilkesi esas alınıyor.
Elekdağ’ın eleştirisi
Talat ve Hristofyas’ın “ilke anlaşması”na önemli eleştirilerden biri, yıllarını diplomasiye vermiş olan emekli Büyükelçi ve CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ’dan geldi.
Elekdağ, “tek egemenlik, tek vatandaşlık” üzerine bina edilecek bir Kıbrıs’ta, Türklerin azınlık durumuna düşeceğine işaret ediyor. Bu ilkeye göre kurulacak yapıda Türklerin, Kıbrıs yönetimine eklemlenmesinin amaçlandığı uyarısında bulunuyor.
Ankara’nın tepkisi var mı?
Elekdağ, geliştirilen yeni çizginin son MGK kararlarıyla örtüşmediğini de düşünüyor. Şöyle diyor:
“Kıbrıs’ta üniter devlet kurma amacına zemin hazırlayan tek egemenlik, tek vatandaşlık ilkesi etrafında geliştirilen politika, Milli Güvenlik Kurulu’nun 24 Nisan 2008 tarihli toplantısında kararlaştırılan çözüm parametrelerine tamamen ters düşüyor.
Söz konusu bildiride ‘çözümün Ada’daki gerçekler temelinde, iki ayrı halkın ve demokrasinin’ varlığına dayanacağı, ‘iki kesimliliğin, iki tarafın siyasi eşitliğinin korunacağı’ ve ‘Garanti ve İttifak anlaşmalarının yürürlükte kalacağı’, ‘iki kurucu devletin eşit statüde’ olacağı, ‘yeni bir ortaklık devleti’ kurulacağı belirtilmişti.
Hristofyas’ın Talat’a dayattığı tek egemenlik, tek vatandaşlık ilkesi bu yaklaşıma ters düşmektedir.”
Elekdağ’ın dikkat çektiği bir husus da Ankara’nın, Hristofyas-Talat görüşmelerinde benimsendiği açıklanan tek egemenlik, tek vatandaşlık ilkesine karşı tepki vermemesi...
Elekdağ, Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın basına yansıyan “Talat’a güvenimiz tamdır” açıklamasını da bu politika değişikliğine Ankara’da hükümetin onay verdiği izlenimi yarattığını düşünüyor.
Elekdağ’a göre, Türk tarafı bu politikayla Kıbrıs konusunda çok tehlikeli bir yola girmiş durumda. Bu yolda devam edilmesi halinde KKTC’yi bekleyen akıbet, egemenlik statüsünün ortadan kaldırılması ve Kıbrıs Rum Devleti içinde azınlık haklarından yararlanan bir vilayete dönüşmesi...