Ankaranın, 17 Aralıkta Brükselde bu yönde taahhütte bulunduğu biliniyor. Ancak, hükümetin tercihi, önce Kıbrısta bir çözüm bulunması.Brükselden gelen ısrar karşısında Ankara, henüz tercihini değiştirmiş değil.Yine, "önce çözüm" diyor.BM Genel Sekreteri Kofi Annanın harekete geçmesini istiyor.Buna karşılık Rum tarafı çözüme niyetli gözükmüyor.Bu koşullarda Türkiye, alelacele ek protokolü imzalamaktan yana değil.Ankaradan bakıldığında Kıbrısla ilgili takvim şöyle görünüyor:KKTCde seçimler sonrasında yeni hükümetin kurulması,Nisanda cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması,Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra oluşacak koşullarda taşların yerine oturmasının beklenmesi.Bunun anlamı şu:KKTCde Mehmet Ali Talat başkanlığında yeni hükümet kurulsa bile, nisanda yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi, taşları yeniden yerinden oynatabilir. Talat cumhurbaşkanı olabilir. Bu durumda yeniden hükümet kurulması gerekir.Ankara, KKTCde bu sürecin tamamlanmasını beklemeden yana.KKTCde yeni cumhurbaşkanı ve yeni başbakan belli olduktan sonra AB ile daha net bir biçimde müzakere yürütülür.ABnin de bu süreci beklemesi daha gerçekçi olur.Ankara, ayrıca İngilterenin dönem başkanlığının Kıbrıs sorununa çözüm getirebileceğine ilişkin görüşünü koruyor. Yılın ikinci yarısına kadar hem Kıbrısta siyasi tablo ve yönetim netleşir hem de İngilterenin girişimleriyle yeni bir çözüm sürecine girilebilir.Ankara, bu düşüncelerle ek protokolü hemen imzalama eğilimi içinde değil.Bu takvimi ABnin de beklemesinin yararlı olacağını düşünüyor. fbila@milliyet.com.tr AB, Türkiyenin bir an önce Gümrük Birliğini, Güney Kıbrısı da kapsayacak şekilde genişletecek ek protokolü imzalamasını istiyor.