Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Güney Kıbrıs lideri Papadopulos, Türk askerinin çekilmesi, müdahale hakkı veren garantörlük anlaşmasının iptal edilmesi gibi tek taraflı radikal koşullar öne sürerek uzlaşma zeminini başından yok etmeye çalışırken, AB kaynaklı bir takım ara-formüllerin gündeme getirilmesi tartışılıyor.KKTC'nin serbest ticaret için geliştirdiği öneriler, Rum yönetimi tarafından hiç dikkate alınmazken, Güney Kıbrıs'ın egemenliğini Kuzey'e yayma girişimleri, sorunu ağırlaştırıyor. Bugünkü ortamda, 3 Ekim 2005'e kadar Kıbrıs'ta kapsamlı bir çözüme ulaşma olasılığı yok denecek kadar az görünüyor. Bu durum, Güney Kıbrıs'ın izlediği politikanın bir sonucu olarak ortada duruyor. Kıbrıs'ta kesin bir çözüm bulunmadan Avrupa Birliği (AB) kaynaklı yeni arayışlar gözleniyor. Yeni arayışlar içinde AB'nin geliştirdiği bir öneri, KKTC'nin, inşaat faaliyetlerini durdurarak, Rum mallarının korunması sözü vermesini içeren bir moratoryum ilan etmesi. Buna karşılık Magosa Limanı'nın AB gözetiminde ortak kullanıma açılması...Bu öneri, AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn tarafından KKTC liderlerine iletildi. Ancak, kabul görmedi.KKTC yönetimi, öneriyi geri çevirirken şu gerekçeleri sıraladı:"KKTC'nin inşaat faaliyetlerini durdurması, ekonominin durması anlamı taşır. Bugün KKTC'nin inşaat sektörü, ekonominin motoru işlevi görmektedir. Bu faaliyetler durursa, diğer sektörlerdeki faaliyetler de durur. Moratoryum ise ancak çok kısa bir süre sonra kapsamlı bir çözüme ulaşılacağının garanti edilmesi halinde düşünülebilecek bir yöntemdir. Oysa değil kısa bir süre sonra kesin ve kapsamlı bir çözüm, Rum tarafının tutumu nedeniyle ufukta dahi gözükmüyor. Bu koşullarda bu öneriyi kabul etmemiz mümkün değildir. Ayrıca, AB gözetiminin içeriği de belli değil. Bu gözetim nasıl yapılacak, liman ortak nasıl kullanılacak; bunların koşulları da belli değil." AB'nin moratoryum önerisi Kıbrıs'ta Türk tarafını endişeye sevk eden gelişme, Güney Kıbrıs'ın, Türkler aleyhine dava açmasında görüldüğü gibi egemenliğini Kuzey'e yayma girişimleri. KKTC yönetimi, bu girişimlere devam edildikçe, Türk tarafının Rum yönetiminin bir çözüm istediğine inanmasının zor olacağı düşüncesinde. Türk tarafı, AB'nin adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüme katkıda bulunacak öneri geliştirmek yerine, Güney'in egemenliğini Kuzey'e yayma girişimlerini kolaylaştıracak önerilerde bulunmasından rahatsız.KKTC'nin yaklaşımı, iki kesimliliği sulandıracak önerilere karşı dirençli bir duruş sergilemek. İki kesimliliğin delinmesi halinde, Güney'in egemenliğini Kuzey'de uygulamaya çalışacağından kuşku duymuyor. Bu yolu açacak girişimlere kapıyı aralamaktan bu nedenle kaçınıyor.Buna karşın dönem başkanı olarak Lüksemburg'un Atina Büyükelçisi tarafından, Rehn'in KKTC'de gündeme getirdiği önerilere benzer bir paket üzerinde çalıştığı haberleri geliyor.KKTC ise kesin ve kapsamlı çözüm ortaya çıkmadıkça, Rum yönetiminin egemenliğini yayması anlamına gelecek girişimlere kapalı.Kesin çözüme yönelik beklenti sürerken, KKTC'nin geliştirdiği kolaylaştırıcı formül ise Türkiye-KKTC ve Güney Kıbrıs arasında özel bir Gümrük Birliği uygulamasına yönelmek. KKTC, Türkiye'nin liman ve havaalanlarının Rum gemi ve uçaklarına açılması talebinin aynı zamanda KKTC liman ve havaalanlarının da doğrudan ticarete açılması koşuluyla kabul edilmesinin önemli ve olumlu bir adım sayılabileceğini savunuyor. Bu öneriyi, Rehn soğuk bakmasa da, Rum yönetiminin kabul etmesi çok zor görünüyor.Kesin ve kapsamlı çözümden uzak ara-formüller, KKTC'nin sorununu çözmeye yetmiyor. fbila@milliyet.com.tr Egemenliği yayma