Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın açıklamasıyla yüksek yargı organları arasında tartışma başladı. Kılıç, Anayasa Mahkemesi kararının Danıştay tarafından değiştirildiğini, bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu savunurken, Başbakan Erdoğan’ı ve hükümeti kollamakla suçlandı. Bu gerekçeyle de Kılıç’ın görevinden istifa etmesi gerektiği öne sürüldü.
Kılıç, dünkü görüşmemizde bu konudaki sorularımı yanıtladı.
‘Danıştay, kararımızı değiştiremez’
Tartışmanın hukuki boyutu nedir?
- İşin özü Danıştay’ın, Anayasa Mahkemesi kararını etkisiz kılması, değiştirmesidir. Bu, Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa Mahkemesi’nin kararları, Anayasa’nın 153. maddesi gereğince her kişi ve kurumu bağlar. Danıştay’ı da bağlar. Benim açıklama yapmamın nedeni de budur. Ben, mahkememin kararını savundum.
‘Belirlediğimiz tarih değiştirildi’
Danıştay, kararınızı nasıl değiştirdi?
- Biz, Anayasa Mahkemesi olarak, 22.3.2008 tarih ve 5747 sayılı yasanın geçici 1. maddesinin bir bölümünü iptal ettik, bir bölümünü Anayasa’ya uygun bulduk. İptal ettiğimiz bölüme giren beldeler, bu karar gereğince seçime girme hakkı kazanmış oldular. 862 belde kapatılmıştı. İptal kararımız nedeniyle 250’si yeniden seçime girebilecek konuma geldi. Ancak Danıştay 8. Dairesi bunu genişletti ve diğer 612 beldenin bu konuma gelmesini sağlamış oldu.
Bunu nasıl sağladı?- Biz, kararımızda 22.3.2008 tarihi itibarıyla yasal süresinde başvuran beldelerin bu kararımızdan yararlanabileceğini hükme bağlamıştık. Bu, yasanın yürürlük tarihidir. Bu durumdan 250 kadar belde yararlanabiliyordu. Danıştay bu tarihi değiştirdi ve bizim kararın Resmi Gazete’de yayımlanma tarihi olan 6.12.2008 tarihinden itibaren yasal süresi içinde başvuran bütün beldelerin yararlanmalarını sağlamış oldu. Oysa, bu beldelerin kapatılmasını biz Anayasa’ya uygun görmüştük. Bizim bu kararımız, Danıştay’ı da bağlar. Bunu değiştirme, genişletme, etkisiz kılma yetkisi yoktur.
‘Umurumda değil’
Sizin, bu tutumunuzla Başbakan’ı ve hükümeti kolladığınız öne sürüldü. Siyasi tutum almakla suçlandınız?
- Hiç ilgisi yok. Benim herhangi bir siyasi partiyle lehte veya aleyhte bir bağlantım, bir ilişkim olamaz. Beldelerin seçime girip girmemesi de benim hiç umurumda değil. Ben, hukukla ilgiliyim. Ben, kararımızın arkasında durdum, bir siyasi partinin arkasında veya karşısında değil.
‘Başbakan’ı duymamıştık’
Sizin, Başbakan Danıştay’ın kararını eleştirdikten sonra açıklama yapmış olmanıza dikkat çekildi.
- Onun da ilgisi yok. Biz açıklamayı hazırladığımızda Başbakan’ı duymamıştık. Yüksek Seçim Kurulu’nun kararının yer aldığı Resmi Gazete bize öğleden sonra geldi, onu okuduk, inceledik ve çoğunluk kararımızı oluşturan 6 arkadaşın ortak iradesiyle ben bu açıklamayı yaptım.
Sizin Başkan olarak Anayasa Mahkemesi’ni politize ettiğiniz ve sürekli hükümetten yana tutum aldığınız eleştirisine ne diyorsunuz?
- Bunu söylemek sadece bana değil, çoğunluk kararını oluşturan 6 arkadaşımıza ve Anayasa Mahkemesi’nin manevi şahsiyetine hakarettir. Böyle bir eleştiriyi kabul etmiyorum.
‘İstifam söz konusu değil’
Son açıklamanıza atıf yapılarak istifa etmenizi isteyenler oldu?
- Dediğim gibi, ben, 6 arkadaşımız adına ve mahkememizin kararını savunmak üzere açıklama yaptım. Bu, istifa gerektirecek bir durum değil. Mahkememizin kararını savunmak, karara muhalif arkadaşların da görevidir.
Mahkemenizin 8 üyesi sizi eleştiren bir açıklama yaptı?
- Bu 8 arkadaştan 3’ünün kararda imzası yok. Diğer 5’i de zaten muhalefet şerhi yazan arkadaşlar. Ben, çoğunluk görüşünü oluşturan 6 arkadaş adına açıklama yaptım, bunun için muhalif üyelerin rızasını veya heyet kararı almak gerekmiyor. Onlar zaten muhalefetlerini yazdılar.
Danıştay’ın, kararınıza uymamasının bir yaptırımı var mı?
- Maalesef yok. Anayasa’nın 153. maddesi açık. Her kişi ve kurum, Anayasa Mahkemesi kararına uymak zorunda. Yargı organları dahil. Yargı organları uymazsa, her kurum çıkıp Anayasa Mahkemesi’nin kararını etkisiz kılmaya, değiştirmeye kalkarsa o zaman ne olur?