Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Atatürk'ün büyüklüğünün, ileri görüşlülüğünün kanıtlarından biri de dünyada çocuklara bayram hediye eden ilk lider olmasıdır. Çocukların bayramı olarak Türkiye'nin ulusal egemenlik gününü saptaması onu daha da büyütür. Ulusal egemenlikle çocuk ilişkisi karşılıklı güvence oluşturur, oluşturulmalıdır.
Ulusal egemenlik çocuğun, çocuk ulusal egemenliğin geleceğidir. Koruyucusu, kollayıcısı, güveni, güvencesidir. Öyle olmalıdır.
Atatürk'ün bayram günü saptamaları sadece Türkiye'ye değil bütün dünyaya mesaj niteliği taşır.
Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın başlangıç tarihi olan 19 Mayıs'ı (1919) gençliğin, ulusal egemenliğin kuruluş tarihi olan 23 Nisan'ı (1920) çocukların bayramı ilan etmiştir.
Ulusal egemenliği, bağımsızlığı, laik Cumhuriyet'i, çocuklara ve gençliğe emanet ederek, günü değil gelecek yüzyılları düşünmüş, "zaman" gerçeğini en iyi yorumlayan lider olmuştur.
Peki Atatürk'ün çocuk ve gençliğe bakışını, yüklediği işlevi yerine getirebilmesi için büyükler görevlerini yerine getirebilmişler midir?
Çocuğun ve gençliğin önemini kavramışlar mıdır? Onlara gerekli koşulları hazırlamışlar mıdır? Gelecek için taşıdıkları önemi anlamışlar mıdır? Çocuk ve gençlikle, ulusal egemenlik, tam bağımsızlık, laiklik arasında bağlantı kurabilmişler midir?
Maalesef, memleketimizdeki çocuk manzaraları bu sorulara olumlu yanıt vermeyi olanaksız kılıyor.
Aksine durum, Atatürk'ün başlattığı sürecin birçok noktada kırıldığını, temellerini attığı birçok kurumun yarı yolda bırakıldığını gösteriyor.
Çocukların, aklın ve bilimin yolunda çağdaş eğitime yöneltecek kanalların giderek tıkandığını, buna karşın bilim ve Cumhuriyet düşmanı yetiştirecek karanlık kanallara sevk edildiğini görüyoruz. Bugün hala bunun mücadelesi veriliyor.
Çağdaş eğitim bahçelerinde çiçek gibi açması gereken çocuklarımız, başları örtülüp, "deli" raporuyla okuldan alınıyor, kız çocuğu diye 10 yaşında evlere kapatılıyorlar. Kaçak kömür ocaklarında kapkara küçük işçiler olarak karşımıza çıkıyorlar. Kendinden büyük kazmalarla yerin yüzlerce metre altında kömür kazan kız ve erkek çocuklarımız var 82'nci 23 Nisan'ımızda. Kömür karası çocuklarımız...
Çocukların yüzündeki kömür karası...
Büyüklerinki yüzkarası...