Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AKP, 3. olağan kongresini büyük bir katılım ve coşkuyla tamamladı. ASKİ Spor Salonu’nun içi kadar dışı da bir miting alanı gibiydi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın alternatifsiz tek lider olduğunu kanıtladığı 3. olağan kongreye “açılım”ın damgasını vurduğunu söyleyebiliriz.
Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının yanı sıra açılımla ilgili bir kongre bildirisinin yayımlanması da bunu gösteriyordu.
Yeni slogan
Bir önceki kongre ve seçim sürecini, “Durmak yok, yola devam” sloganıyla yürüten iktidar partisi, bu kez, “Biz birlikte Türkiye’yiz” sloganı ve anlayışıyla Kürt sorununu esas alan bir yeni misyona yöneleceğinin açık işaretini verdi.
Erken seçim söylentilerinin de yaygınlaştığı bir süreçte Başbakan Erdoğan’ın açılımı önceleyen bir tutum alması önümüzdeki döneme büyük bir risk alarak girmeyi göze aldığını da gösterdi.
Kürt sorunu gibi çok hassas bir konuda atacağı adımların önümüzdeki seçimi nasıl etkileyeceği çok önemli. Başbakan Erdoğan’ın sözlerinden açılım politikasıyla sandıktan daha da güçlü çıkacağına inandığı anlaşılıyor. Aksi durumda ise doğacak siyasi faturayı da ödemeye hazır bir duruş sergiledi.
Başbakan’ın bu tutumuna bakarak, siyasi geleceğini büyük ölçüde Kürt sorununun çözümüne bağladığını söyleyebiliriz.

Millet-vatandaşlık tercihi
Başbakan Erdoğan’ın siyasetini kimlik konusunda girdiği yeni bir anlayışa kilitlediğini de belirtebiliriz.
Özellikle açılım tartışmaları sürecinde Başbakan’ın alt kimlik-üst kimlik konusunda, “vatandaşlık bağı”nı çözüm olarak gördüğü dün bir kez daha net olarak anlaşıldı.
Geçmiş iktidarları etnik vurgular yaparak toplumu bölmekle suçlayan Başbakan Erdoğan, Türk kimliğini de etnik kimlikler arasında saydı. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Roman gibi etnik kimlikleri saydıktan sonra bunların alt kimlik olduğunu vurguladı. Hepsinin üst kimliği olarak ise “vatandaşlığı” gösterdi.
Bu anlayış, bütün etnik gruplar için üst kimlik olarak tanımlanan, “Türk milleti” yaklaşımından çok farklı. Başbakan Erdoğan’ın, “Türk milleti” kavramından çok, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı” kavramını ortak bir kimlik olarak görmesi kuşkusuz muhalefetin sert eleştirilerine muhatap olacaktır. Vatandaşlık gibi hukuki bir bağı millet kavramının üzerine çıkarması açılım sürecinde iktidarın “anahtar” olarak bu kavramı kullanacağını gösteriyor.

Her kesime mesaj
Başbakan Erdoğan, kongre konuşmasında her kesime sıcak mesajlar göndermeye özen gösterdi. Etnik ve dinsel bağlamda bütün kesimlerin simge isimlerini zikrederek, “Biz birlikte Türkiye’yiz” sloganından ne anlaşılması gerektiğini göstermeye çalıştı. “Ahmet Yesevi, Mevlana, Hacı Bektaş, Pir Sultan” vurguları yaparak sevgi ve hoşgörü mesajları veren Başbakan, hem Sünni hem Alevi kesimden simge isimleri överek mümkün olan en geniş tabana hitap etmeye çaba gösterdi.
Pir Sultan’dan, Hacı Bektaş’tan, Sebahat Akkiraz’dan örnekler vererek Alevi kesime, Ahmet Kaya’yı anarak Kürtlere, Nâzım Hikmet’i överek sola, Mehmet Akif’i zikrederek muhafazakâr milliyetçi kesimlere ve nihayet Said-i Nursi’yi anarak muhafazakâr dindar kesimlere selam göndermiş oldu.
Başbakan Erdoğan’ın verdiği mesajlar, iktidar partisinin, önümüzdeki döneme Kürt sorununu çözme iddiasıyla gireceğini bir kez daha gösterdi.