Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yeni düzenlemenin tüm detayları bilinmiyor ama kamuoyuna yansıdığı kadarıyla önemli özelliklerinden biri 6, 7 ve 8. sınıflarda çocukların "koridor"lara ayrılacağı. Anlaşılıyor ki, amaç, çocukların lise ve üniversiteye doğru, eğilim ve yetenekleriyle örtüşen bir şekilde yönlendirilmesi. Türkiyede hep tartışılan, hep eleştirilen, bu yönlendirilmenin zamanında yapılmayışı ve bu nedenle de üniversite kapılarında bekleyen, milyonlarla ifade edilen, lise mezunu genç işsizler ordusunun oluşması.Türkiye, bu sorununa çözüm bulamadı. Liselere ve üniversiteye giriş sınavları, bu sınavlara kilitlenmiş öğrenci, veli, öğretmen, çağdaş eğitim anlayışının çok gerisinde kalmış bir müfredat, arapsaçına dönüşmüş bir sorun olarak orta yerde duruyor. Sınavlarda sıfır alan öğrenci sayılarındaki artışı tartışmaya devam ediyoruz. Aslına bakarsanız, sıfır almayıp da baraj puanı alsanız veya biraz üzerine çıksanız ne fark eder? Yine, üniversite okuma şansınız yok. Sınava da, üniversiteye de "rasgele" mantığıyla uğurluyoruz çocukları. Çoğunluk, bir üniversite kazansın da ne kazanırsa kazansın, anlayışıyla hareket etmek, sonuçta rasgelen fakülteyi ve onun vereceği mesleği kabullenmek zorunda...Sorunu, ilköğretim düzeyinde çözüm yoluna koymaya çalışmak isabetli bir yaklaşım olarak görülüyor. Yaşamı belirleyen üçer saatlik 2 sınav (lise ve üniversite), bunlara hazırlık sürecinde dershane - özel ders - okul karmaşasının bunalıma sokup birçok yönüyle yaşamdan kopardığı çocuklar, sorunun büyüklüğünü ve önemini kanıtlıyor.Bu koşullardaki bir ülkede herkesin ve her kesimin, eğitim sorununun çözümüne katkıda bulunacak bir çaba içinde olması gerekiyor. Tabii, bunun ilk koşulu eğitimi, bir siyasi araç, bir oy mekanizması olarak görmekten çıkarmak. Siyaset üstü bir yaklaşımı iktidarıyla, muhalefetiyle benimsemek. Çağdaş, fırsat eşitliğini gözeten, adaletli bir eğitim sistemi kurmak.Milli Eğitim Bakanının son "koridor" yaklaşımı da "Acaba siyasi mi, değil mi?" sorusunu hemen gündeme getirdi. Çalışma hakkında bakandan bilgi alan CHP de "Acaba 8 yıllık kesintisiz eğitimi delme girişimi mi var, ilkokul öğrencilerinin yine beşinci sınıftan sonra imam hatiplere gitmelerine olanak sağlayacak bir düzenleme mi geliyor?" kuşkusunu dile getirdi. Milli Eğitim Bakanı Çelik ise böyle bir kuşkuya yer olmadığını açıkladı.Anlaşılıyor ki, kısa bir süre sonra bu eksende bir tartışma alevlenecek.Bu, eğitim konusunda iktidara bir güvensizliği de gösteriyor. Daha önceki girişimler henüz taze olduğu için eğitim alanında atılacak her adımın, "imam hatip" açısından sorgulanması yaygınlık kazandı.İktidarın toplumun her kesimine güven vererek, işe başlaması gerekiyor. Bu yargıyı kırması şart. Aksi halde, iktidarıyla, muhalefetiyle, üniversitesiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla ortak, siyaset üstü bir yaklaşımla eğitim alanında reform gerçekleştirmek kolay olmayacak.Milli Eğitim Bakanı Çelikin bu ilköğretim öğrencilerinin girecekleri "koridor"ları ve koridorların nereye çıkacağını topluma iyi anlatması gerekiyor. fbila@milliyet.com.tr Milli Eğitim Bakanlığı, ilköğretim alanında yeni bir düzene geçmenin hazırlığını yapıyor. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, kısa süre içinde çalışmanın sonuçlandırılıp açıklanacağını söyledi. Kamuoyu merakla bekliyor.