Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Prof. Dr. Yeldan'ın bu çalışması, ekonomik krizle ilgili olarak yapılan günübirlik ve sığ tartışmaların ve "nerilerin bilimsel gerçeklerden ne kadar uzak olduğunu da ortaya koyuyor.Yeldan çalışmasında, Türkiye'nin bugün yaşamakta olduğu krizin tarihsel süreç içinde ele alınması gerektiğini ve bu süreçteki veriler ışığında analiz edilmesi gerektiğini vurguluyor. Türkiye'nin 1990'lardan itibaren, "İstikrarsızlık - kriz - büyüme - istikrarsızlık" sarmalında bir kısır d"ngü içine itilmiş olduğu saptamasını yapıyor ve bunun nedenlerini irdeliyor.Dünyanın ikinci küreseleşme dalgasını 1970'lerden itibaren yaşamaya başladığına dikkat çeken Prof. Yeldan, şu saptamayı yapıyor:"Türk iktisat yazınında yapılan tartışmalar, krizin ana nedenini sadece bir kamu maliyesi sorunu olarak g"rmekte ve krizi doğrudan doğruya kamu ekonomisinin büyüklüğüne ve beceriksizliğine bağlamaktadır. Bu oluşumun ardında da, KİT açıkları ve kamu personel "denek ve kaynaklarını israf eden, piyasa denetiminden yoksun her türlü kamu harcaması "rnek g"sterilmektedir. Ancak bu tür açıklamalar kamu finansmanındaki bu gelişmeleri Türk sosyo -ekonomik yaşamından tamamen soyutlayarak, sanki tek başına, kendiliğinden bir süreç sonunda oluştuğunu varsaymakta; krizin ardında yatan toplumsal b"lüşüm ilişkilerine, bu ilişkilerin yarattığı sermaye birikimi ve sınıfsal çatışmaları g"z ardı etmektedir. Dolayısıyla bu y"ntem krizi tarihsel gerçekliğinden tamamen soyutlamakta ve nihai g"stergelerin düz yazı ile anlatımından "teye gidememektedir."Prof. Yeldan, 1980 d"nüşümü ile Türkiye'nin ihracata dayalı büyüme modeline geçtiğini, ancak bu modelin gerektirdiği yatırımların gerçekleştirilmediği saptamasını yapıyor. Yeldan'ın bu saptaması 1980'de başlatılan dışa açık büyüme modelindeki tıkanmanın temel nedenini oluşturuyor. Türkiye bu d"nemde ücret baskılaması ile iç pazarda yarattığı ürün fazlasını olağanüstü devlet teşvikleri ile "zel sekt"r "ncülüğünde ihracata y"neltmiş ve izlediği mali politikalarla ihracat sekt"rünü finanse etmiştir. šcretleri baskılayarak ve devlet teşviki ile sağlanan ihracatın yarattığı genişleme ihracat sekt"rünü destekleyecek şekilde sanayi yatırımları ile desteklenmeyince bu süreç 1980'lerin sonunda tıkanmıştır. Sanayi yatırımı ile desteklenmeyen ihracat sekt"rünün yarattığı büyüme yapay kalmış ve ekonomi 1987'nin sonlarından itibaren yeniden krize girmiştir.1988 - 89 yıllarında yeni bir model olarak uluslararası para hareketleri üzerindeki kısıtlamaları kaldırarak dış dinamiklerle finans piyasaları üzerinden çarkı d"ndürmeye çalışan Türkiye, bu kez "sıcak para" operasyonlarına karşı savunmasız kalmıştır.Prof. Yeldan'ın incelemesinde, d"nemler itibariyle ayrıntıları ortaya konulan son 30 yıllık sosyo - ekonomik süreç, küreselleşme dalgası altında dünya piyasalarına eklenmeye çalışan Türkiye'nin birikim ve b"lüşüm modeli sorununu sürdürülebilir bir altyapıya kavuşturamadığı, gelir dağılımını da katlanılabilir bir dengede tutamadığı g"rülmektedir.Her iki d"nemde de sanayileşme alanında yeterli yatırıma ulaşamadığı için "istikrarsızlık - kriz - büyüme - istikrarsızlık - kriz" sarmalına düşen Türkiye'nin yaşamakta olduğu krizi değerlendirirken son 30 yıllık sosyo - ekonomik süreci g"z "nünde bulundurması gerekmektedir. fbila@milliyet.com.tr Bilkent šniversitesi İktisat B"lümü Başkanı Prof Dr. Erinç Yeldan'ın "Küreselleşme Sürecinde Türkiye Ekonomisi, B"lüşüm, Birikim ve Büyüme" isimli kitabı, Türkiye'nin yaşamakta olduğu krizin doğru algılanması açısından "nemli bilgiler içeriyor.