Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bakanlıkların dağılımı ABDnin tercihleri ve ileriye dönük politikaları bakımından ipuçları veriyor.Örneğin Kürtlere verilen bakanlıklar, ABDnin Kürt grupları ödüllendirmeye özen gösterdiğinin işareti. Dışişleri ve Su Kaynakları bakanlıklarının Kürtlere verilmesi üzerinde durulmaya değer.2003te yapılması muhtemel seçimlere kadar Irakın Dışişleri Bakanlığını KDPde Barzaninin akrabası olan ve sağ kolu konumundaki Hoşyar Zebari; Su Kaynakları Bakanlığını ise Abdüllatif Raşid yürütecek. Savaşta zarar gören yol, köprü, kamu binası ve kanalizasyon sistemlerinin imarından sorumlu olacak Bayındırlık Bakanlığı da yine bir Kürt temsilci Nesrin Mustafa Bervariye bırakıldı.Irakın Dışişlerine artık Kuzey Irakta fiilen devletleşmiş olan KDPnin gözlüğüyle bakacağı açık. Bundan sonra Hoşyar Zebari, uluslararası sahnede Irak Dışişleri Bakanı olarak çıkacak. 1991 Körfez Savaşından bu yana, adım adım fiilen oluşturulan Kürt devletinin yine fiilen Dışişleri Bakanı gibi işlev gören Zebarinin Irak Dışişleri Bakanı sıfatı taşıması, ABDnin tercihini de ortaya koyuyor. ABD tarafından verilen bu ödül, Kuzey Irakta gruplar ve fiili oluşum açısından dünya sahnesinde önemli bir yer ve deneyim kazanma fırsatı oluşturacak.Su Kaynakları Bakanlığının da Kürtlere verilmiş olması Ankara açısından özel bir önem taşıyacak. Gelecekte Ortadoğunun en önemli sorunu olmaya aday su işlerinin muhataplarından biri kuşkusuz Türkiye. Kuşku yok ki, gelecekte Irak - Suriye arasında ve giderek Irak - Türkiye arasında "su sorunu" gündeme sürülecek. Ankaranın Irakta suyla ilgili muhatabı da Kürtleri temsilen kabineye atanan Raşid olacak.Öyle anlaşılıyor ki, Dışişleri ve Su sorunlarında ABD, Kürt grupları etkin bir konuma getirmeyi tercih etmiş durumda...ABDnin Irakta toplumsal ve siyasal açıdan destek aldığı tek kesim Kuzey Iraktaki Kürt gruplar. ABD bu desteğe siyasal ödüllerle karşılık veriyor. ABDnin Kürtlere bakışı bu...Washington, Kürtleri Irakta ve dolayısıyla bölgede en yakın destekçisi olarak görüyor. Bu koşullarda Kürtler, Ankaraya "ABDnin stratejik ortağı siz değil biziz" deseler, hükümetin "hayır, biziz" diyecek hali yok. Washington - Ankara ortaklığı sözde, ama Kürtlerle ortaklık uygulamada görülüyor...Kuzey Irakta Kürt gruplara bu gözle bakan Washingtonun, Ankaranın bu konu ve bölgede beklentilerini karşılaması mümkün mü? Kürt gruplara genel bakışı buyken PKK/KADEKle Türkiye için açık bir çatışmaya girmesi beklenebilir mi?TBMMnin geri çevirdiği tezkere öncesi müzakerelerde de masaya öncelikle, "Türk askeri Kuzey Iraka girmesin, sadece bizim geçmemize izin verin" diye oturan ve bu konuda ısrarcı olan, tezkere geçmeyince Kuzey Irakı Türkiye ve Türk askerine kapatan ABD, bu tutumunu değiştirir mi?Iraka Türk askeri gönderilmesi için askeri yetkililerin yeniden masaya oturdukları bugünlerde hükümetin bu soruların yanıtını araması, askeri risk analizleri kadar önemlidir. fbila@milliyet.com.tr ABDnin Irakta oluşturduğu geçici yönetim, Bakanlar Kurulunu da belirledi.