"Merkez sağ neden geriledi" diye soruluyordu ya, nedeni Meclis'in açılışında ortaya çıktı: "Sırtlan politikası" yüzünden. Avı aslanlar, kaplanlar yakalayacak; merkez sağ da onların önünden artanla karnını doyuracak.
Hani, "Merkez sağ nasıl toparlanır" diye soruluyor ya, bu kafayla zor toparlanır. Türban kavgası patlayacak, sessiz kalacaklar, kırıntılardan pay kapmaya çalışacaklar, toparlanacaklar. Olur...
ANAP ve DYP, seçim yenilgisinden çok daha ağır bir hezimete uğradı Meclis'in açılışında. Ezildiler, ufalandılar, küçücük oldular. Hem de kaç yönden ezildiler. Önce Merve Kavakçı'yı türbanla Meclis'e sokan Faziletliler tarafından ezildiler. Sonra, türbanlı milletvekilinin başını açtırıp yemin ettiren MHP'liler tarafından ezildiler. Sonra, tek başına Meclis'in onuruna ve kürsüsüne sahip çıkan Ecevit ve DSP'liler tarafından ezildiler. Sonra, türban eylemcisi için "Ajan provokatör, bölücü" diyen Cumhurbaşkanı Demirel tarafından ezildiler.
ANAP ve DYP Meclis'te ofsayta düştüler.
Bunlar "merkez sağ" falan değil, "merkez" değil, "sağ" hiç değil. Bunların ne yaptıkları ne istedikleri de belli değil. Türkiye'de tartışma "bekle - gör" anlayışını çöpe atacak kadar hızlı geçmeye başladı. İş, sonunun nereye varacağını bile bile Meclis'e türban sokmaya kadar uzandı. Bizim "merkez sağ", türban gelince Meclis'ten kaçacak kadar korkak, renksiz, silik. Şimdi hangi yüzle genel kurula girip milletin karşısına çıkacaklar? "Türbancılık" yapıp destek alamazlar, çünkü o işi kendilerinden daha iyi yapan FP var. Cumhuriyet ilkelerine sahip çıkma numarasına da yatamazlar, çünkü o konuda da sınıfta kaldılar.
Ne yapacaklar? Bekleyip, toparlanacaklar. Olur...
FP İslamcılık yapacak, MHP milliyetçilik yapacak. Onların radikalizminden sıkılan seçmen de ilk seçimde ANAP'la DYP'ye sarılacak. Olur, olur...
Yeniden doğuş için akıl gerek, cesaret gerek. Onun için de demek ki, Demirel ya da Ecevit olmak gerekiyormuş. Meclis'te türban eylemine karşı en kararlı tavrı, yine o ikisi gösterdi.
Bu politikayla merkez sağ ne İsa'ya ne Musa'ya yaranabilir. Arada silinir gider.
Şimdi ortada bir ölçü var. Cumhurbaşkanı, türban eylemi için "provokasyon" dedi, "bölücülük" dedi. Siz ne diyorsunuz Sayın Yılmaz, Sayın Çiller? ANAP'ın ve DYP'nin çağdaş görünümlü milletvekilleri? Bu sözü aşabilecek misiniz? Kendinizi bu sözün neresine koyuyorsunuz? Bu söze ne kadar uzak, ne kadar yakınsınız? Koordinatlarınızı belirlemeniz gerekmiyor mu?
Türkiye'yi germek isteyenler, Meclis'in ilk günü amaçlarına ulaştılar. Parlamentoyu ve ülkeyi karıştırmayı başardılar. Peki, bitti mi olay?
Merve Kavakçı'yı kullananlar, son eylemle bir şeyi kanıtladılar: Türbanın siyasal bir simge haline getirildiğini. Bundan sonra, türbanın "haklı ve masum" bir istek olduğuna zor inandırırlar.
Bilmeliler ki, o türbanlı hanım Meclis'in kürsüsünde yemin edemez.
Ettirmezler kardeşim.
Ettirirlerse ne olur? 21'inci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi, daha baştan kendini eskitmiş olur.
Yazara E-Posta: h.bila@milliyet.com.tr